(Multimedia pia)
İçime, zihnimin derinliklerine bir anda düşen büyük bir hüzün dalgasına eşlik eden gözyaşlarımın sebebini bir kez daha anlayamadım. Bir kez daha bu dünyadaki yaşama amacım ne adlı soru zihnimde yerini aldı en büyük kilitlerle zihnimin içine attığım soru tekrar gün yüzüne çıktı. Eğlenmek... evet kendimi motive etmek ve sorulardan kaçmak için buldugum bir cevap kısa süreli vakit geçirmek için elime geçen bozulmak üzere olan bir oyuncak.
Yıldızlı gökyüzüne son kez baktım ve uçsuz bucaksız duran etrafı ağaçlarla kaplı toprak yolda bilinçsizce ilerledim sorularıma cevap bulmak içinde zihnimde bulunan sonsuzmuş gibi duran Labirentte ilerledim.
Sanırım sorularımı ertelemeye devan edeceğim. Mutluymuş gibi davranmaya...
Dağın tepesine ulaştığım zaman ileride ışıkları fark edilen yerleşim yerine dikkatle baktım derin bir iç çektikten sonra bedenimi ile üzerinde Turuncu yaprak Klanı yazan kapının biraz gerisine ışınladım.
Kapıda bulunan nöbetçiler silahlarını bana doğru uzatarak tahmin edilmesi oldukça kolay bir soru yönelttiler.
"Kimsin ve burada ne işin var. Şu abda Turuncu Yaprak Klanına ait topraklardasın."
Bedenim şapkası olan bir pelerin sayesinde gözükmediği için etrafa tehlikeli bir aura yazdığına eminim.
Sorularına bekletmeden cevap vermem iyi olur."Yolda ilerlerken kayboldum bir haritayada sahip değilim. Uzaktan ışıklarını görüp kalabileceğim bir han olması umuduyla buraya geldim."
İki nöbetçi birbirlerine dikkatle baktıktan sonra bana dönerek bir şey söyleyecekleri sırada kapıda beliren oldukça kaslı iki metre kadar boyu olan yüzünde birden fazla savaşta yada dövüşten kalma yara izi, ve gözlerinde Ben tecrübeliyim. Diyen bir ışığa sahip Bronz renkli bir zırh kuşanmış ve elinde ağır kılıç taşıyan adam belirdi.
"Ismin ne ve hangi klandan geliyorsun burası her geleni alacağımız bir köy yada şehir değil."
Ah sesi de oldukça baskıcı tabi bende bir etkisi olup olmadığı tartışılır.
"İsim Matsuki herhangi bir klandan gelmiyorum ailemi tanıma fırsatım olmadı."
Eskisi gibi on yaşında bir bedene sahip olsaydım şimdiye içeriye girerdim lakin o hakka sahip değilim sorulara dikkatli cevap vermem gerekiyor burdan kalabileceğime eminim fakat yanlış bir cevap verirsem ölüm benim için kaçınılmaz olur.
Adam bir kaç dakika boyunca dikildikten sonra:
"Üzerineki yüzünü saklayan pelerini çıkartman lazım aranan bir suçlu olabilirsin."
Ah demek bunun etkisi cidden vardı. Yüzüme sevecen ve hafif korkmuş bir ifade yerleştirdikten sonra pelerini çıkarttım.
Benim bu şekilde görünmemi beklemiyor olacaklar ki yüzlerindeki şaşkınlık ifadesi oldukça büyüktü.
"Herhangi bir klandan gelmediğine eminmisin? "
Aha bunu düşünmem lazımdı soylu gibi durduğuma eminim yada zengin bir klandan gibi. Klanda uydurma imkanım olmadığı için;
"Elbette. Üzerimdekilerden dolayı sorduysanız ailemi tanımasamda oldukça varlıklılarmış banada küçük bir servet bırakmışlar."
Adamın yüzündeki şüphe biraz olsa azalsada gözlerinde gördüğüm şüphe devam ediyordu.
"Buraya gelmem bir sorun oluşturuyorsa başka bir yerleşim yeri bulmak için yola çıkmam lazım. Harita alabileceğim bir yer bulmam lazım."
Adamın gözlerindeki şüphe hâlâ yerini korurken;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OXDERIA
FantasyPeşini bırakmayan hüzün duygusu ile başa çıkmak için uğraşan Matsuki olaylar denizinde git gide dibe doğru batmaya devam ederken yaşadığı maceraları anlatan bir kitap.