Bu bölüm MertAlp21 e ithaf edildi. (Sorry mert)
General öne doğru çıkarak bana doğru şaşkınlıkla baktı bende kanatlarımı kapatarak yere indim.
"Savaşın galibi büyücü oldu. Komutanınız oldukça iyi savaştı fakat büyücü için yeterli değildi. Sağlık ekibini çağırın."
General yavaş adımlarla yanıma yaklaştı. Kulağıma doğru yaklaşmak fısıldadı.
"Onursuz bir dövüş oldu. Kazanmayı hak etmiyorsun fare gibi kaçarak savaşmak yerine yenilgiyi kabullenmen daha iyiydi. Komutan oldun. Bu kadar askeri emrin altına alabilecekmisin? askerlerinini önden göndererek arkadan bir korkak gibi mi saldıracaksın? Düşmanlar bizim oldumuz ve Krallığımız hakkında kim bilir ne söyleyecek."
Oh. Onursuz ahahahaha bende onun kulağına yaklaşarak her sorusuna cevap verdim.
"Onur senin için ne ifade ediyor. Sevdiğin birisinin geleceği için savaşırken yakın bir dövüşte yenmenin imkansız olduğu bir rakipten kaçarak savaşmak mı? Onur, orda yenildiğim zaman. Pia o kadının öğrencisi olunca. Bana duyduğu üzüntü ve özlemi. Geri getirecek mi? Yada onun için tüm imkanlarımla savaşmadığım için benden nefret etmesini engelleyecek mi? Onur, senin için ne ifade ediyor. Sorularına gelince emin ol emrime verilen her bir asker sözlerimi dinleyecek. Askerleri dediğin gibi önden gönderip arkadan tüm rakipleri katlettiğim zaman elde ettiğim zafer. Yenilgiye mi dönüşecek. Düşmanların hepsini yok edeceğim için konuşma fırsatını ele geçiremeyecekler. Ah bu arada o kadını öldürmek istesem tek büyü yeterliydi. Büyüm sadece öldürmek için var öldürmemek için uğraş verdiğim için bu kadar uzun sürdü. Eğer öldürücü bir büyü yapsaydım dövüş bir kaç dakikadan daha uzun sürmezdi. GENERALİM."
Adamın alın bölgesinde çıkan büyük bir damar ve çarık kasları. Sinirlendi. Sinirlendirmek konusunda oldukça yetenekliyim. Tek yaptığım doğruları söylemek gerçi...
Biraz önce Bayılan ve birkaç kemiği kırılmış bedeninden kanlar süzülen manyağın yanına doğru ilerledim. General dik ve keskin bakışlarla ben izlerken elimde oluşturduğum yeşil renkli şifa büyüsüyle iyileştirmeye başladım. Enerjimden bir parça göndererek. Tükenmiş olan enerjisinin yüzde yirmi beşlik bir kısmını doldurdum. Enerji yoğunluğu çok az ve enerji havuzu oldukça küçük. Dışarıdan çektiği enerjiyi kaslarına ve kemiklerine gönderdiği için gelişme gösterememiş olsa gerek. İki dakikanın ardından Virs in tüm yaraları iyileşti verdiğim enerji sayesinde. Baygınlık halinden çıkarak bilincini geri kazandı. General ve gelen şifa ekibi şaşkınlık içinde bana bakmaya başladı.
"Şifa ekibi, Sizé gerek kalmadı ben iyileştirdim."
General daha derin ve düşünceli bir şekilde bana bakmaya başladı bana doğru bakarak seslendi.
"Büyücü, benimle gel."
Sanırım komutanlıkla ilgili ayarlamaları yapacak. Peşinden evcil hayvan gibi sallana sallana Generali takip ettim.
Sonunda, oldukça geniş ve kahvenin tonlarıyla renklendirilmiş bie odaya girdik odanın bir tarafında karşılıklı oldukça rahat koltuklar dururken diğer bur tarafta kitaplık küçük bir dolap ve çalışma masası vardı. Oldukça sade bir yapısı var.
General eli ile karşılıklı duran koltukları işaret ederek konuştu."Oturup detaylıca seninle konuşmak istiyorum. İnkar etmek istesemde oldukça ilgi çektin. En azından Askerler tarafından... Daha doğrusu eğitim gören çocuklar tarafından kesinlikle ilgi çektin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OXDERIA
FantasyPeşini bırakmayan hüzün duygusu ile başa çıkmak için uğraşan Matsuki olaylar denizinde git gide dibe doğru batmaya devam ederken yaşadığı maceraları anlatan bir kitap.