OXDERIA

Sezon Finali

Yeni kıtada gözlerimi ilk sabah açtıktan sonra odanın balkonuna çıkınca bulunduğumuz sarayın şehrin ortasında bulunduğu düşüncesi zihnime yerleşti. Etraftaki ger ev farklı bir görünüşe sahipti. Ve evler genellikle kum sarısına boyanmıştı. Dar ve labirenti andıran sokakları ise şehri daha hoş gösteriyordu.

Kapımdan yükselen ses ile bakışlarımı kapıya çevirdim ardından elimi sallamam ile kıyafetlerim üzerimde belirirken normal bir ses tonu ile kapımı çalan kişiye gelmesini söyledim içeriye giren maskeli muhafız bana başı ile selam verdikten sonra, konuşmak için izin istercesine bana baktı. Başımı hafifçe sallayarak onaylamam ile öksürerek boğazlarını temizledikten sonra konuşmaya başladı.

"Efendim size şehri gezdirmek ve bu süreç içerisinde korumak için görevlendirildim... Gitmek istediğiniz özel bir yer yoksa sizi en sevdiğim yerlere ve en ünlü yerlere götüreceğim."

Uh fazla saygılı birisi bu ne kadar hoş olsada bu kadar fazlası rahatsız edici bir şey. Muhafıza sıcak bir gülümseme başederek cevap verdim.

"Gitmek istediğim özel bir yer yok fakat şehirde ünlü yerlerden çok daha küçük fakat ilginç eşyalara sahip yerlere gitmek isterim. Tabi yemek konusunu tamamen saba bırakıyorum lezzetli yemeklere sahip bir yerde kahvaltı etmek iyi olcaktır. Senin için uygunsa ilk olarak kahvaltıyı yapalım?"

"Size uygun olan banada uygundur efendim."

Hiç düşünmeden verdiği cevaba somurtarak tep ki verdim ardından tekrar muhafız yönelik komştum:

"Bu kadar saygılı olmana gerek yok kendin ol yeterli bana ismimle seslenebilirsin. Matsuki... benim ismim. Peki ben sana nasıl seslenmeliyim."

"Bana Duxi diyebilirsiniz efendim."

Sanırım Kral tarafından verilen bir talimat nedeniyle bu kadar ciddi davranıyor bedeninden yaydığı yoğun tedirginlik nedeniyle bu şekilde devam etmesinin daha iyi olacağına inanarak elimle koridoru göstermem ile odadan dışarıya çıktık.

Şehrin karmaşık sokaklarına girince balkonda gördüğümden daha fazlası olduğunu anladım. Elbette karışık olduğunu biliyordum fakat farklı yapıda olan evlere rağmen bu kadar büyük bir karışıklık beklemiyordum. Duxi ile birlikte yanyana onun önderliğinde ilerliyorduk. Fazla ihtişamlı olmayan bir Restoranın önüne gelince eli ile içeriyi şart etmesi ile içeriye ilk adımlarımızı attık tıpkı dışarısı gibi içeriside ihtişamdan oldukça uzaktı Masalar ve sandalyeler koyu kahverengi ahşaptan yapılmıştı kimine göre iki dört ve sekiz kişilik olan masaların üzerinde birer vazo ve her vazoda renkli etrafa güzel kokular yayan çicekler vardı ortamın aydınlatması loş bir şekilde olduğundan dolayı hoş bir görünüme sahipti ve gözü yormuyordu. Siyah bir takım elbise giyen adam bize doğru zarafet içinde yaklaştıktan son yüzündeki büyük gülümsemesi ile konuştu.

"Hoşgeldiniz. Sizlere iki kişilik bir masaya kadar eşlik etmeme müsaade edermisiniz?"

Başımla onaylamam öle hafifçe gülümsedikten sonra iki kişilik cam kenarında dışarıya bakan bir masaya oturduk. Az önce vize eşlik eden isteğimizi sorunca bunu tamamen Duxiye bırakarak geri çekildim. oldukça lezzetli olan yemekleri yedikten sonra bir kaç altın ödeyeerek binadan uzaklaştık.

Yaklaşık yedi saat kadar şehirde dolaştıktan sonra saraya geri döndük. Muhafızın yönlendirmesi ile yaklaşık yüz kişinin bulunduğu masaya Zuzunun ve Kahyanın yanına geçerek oturdum. Yarım saatin ardından bulunduğumuz odaya gelen Kral ile herkes ayaklandı tabi bende bu gruba dahildim. Kralın tek bir el hareketi ile tekrar oturduk.

Oldukça rahatsız edici bir sessizlik içinde bol bol sıkılarak yemeği bitirdik. Tabu Zuzu buna dahil değildi yemeği ile oluşturduğu yüz ifadelerine gülerek kendi kendine bir eğlence bulmayı başarmıştı.