Bölüm-18

1.2K 166 14
                                    

En yakın yerleşim alanı haritaya göre   Mavi Bulut şehri.  Uzun yola bakarak iç çektim.  Şehre gidebileceğim için bir kervana katılmam gerekiyor. Tahminime göre iki gün sürecek. Kervana katılabilmek için şehrin kapılarına doğru ilerledim çıkınca dışarısı alabildiğince insanlarla doluydu. Tabiki at arabalarını unutmamak lazım.  Konuşmaları dinleyerek Mavi bulut sözcüğü geçen cümleleri taramaya başladım.

Beş dakika sonra Mavi bulut şehrine giden Kervanı buldum kervanın önündeki görevliye;

"Kervanınız Mavi Bulut şehrine gidiyorsa katilmak istiyorum."

Adam baştan uca beni çekinmeden süzdükten sonra;

"Mavi bulut şehrine gidiyoruz. Orta sınıf Yemek koruma ve yolculuk için 26 gümüş eğer üst sınıf yerde durmak istiyorsan. Bir altın yeterli."

Üst sınıfla gidersem benimle uğraşma imkanları azalır.  O bakışlar dan da hoşlanmadığım için yüzükten bir altın çıkartıp adama uzattım. Yanındaki koruma eliyle gel işareti yaptı. Bende peşinden sürüklendim. Zıplaya Zıplaya peşinden gittim.

Bana garip bir bakış atıp biteceğim arabayı gösterdi.

İçeride üç kişi vardı birisi siyah saçlı 19  20 yaşlarında duran bir genç diğeri zırhlar içinde Kırklı yaşlarda duran kel bir adam diğeri ise hizmetçi kıyafeti giymiş on yedi, on sekiz yaşında duran kahverengi saçlara sahip bir kızdı.

Keltoş beni dikkatle süzdü. Genç adam bir kere baktı önüne döndü kız ise kafasını kaldırmamıştı.

Yüzüme oldukça geniş bir gülümseme yerleştirip.  Üçlünün karşısında duran koltuğa oturuo dışarıyı izledim içeriye  oldukça yaşlı kemikleri belli  olan bir adam daha geldikten sonra yola çıktık  yaşlı adam yanıma oturmuştu ne de olsa başka yer yoktu.   İlk birkaç saat sessiz geçti ardından karşımdaki Keltoş bana bakmaya başladı.  Bakışları iyice sinirimi bozsada yüzüme kötücül delilik dolu bir gülümseme koyup. Keltoşa Bakarak;

"Ne oldu neden bana bakıyorsunuz."

Adam  böyle bir şey beklemiyor olacak ki şaşırdı ardından kendisini toparlayıp ses çıkartmadan önüne döndü.

Bir kaç saat sonra dışarıdan yemek molası diye bağırdılar. 

Arabadan hoplayarak indim ardından yemeği alıp bir köşede yedikten sonra geri arabaya bindim.  Yarım saatin sonunda tekrar yola çıktık yanımda ki yaşlı adam sıkılmış olacak ki soru sordu.

" Küçük senin adın nedir neden Mavi bulut şehrine gitmek istiyorsun."

"Ben Matsuki  Kara ormanda eğitim yapmak için gidiyorum. Peki siz neden gidiyorsunuz?"

"Keh keh keh benim adım Tex bende Kara ormana şifalı bitkiler toplamak için gidiyorum."

" Simyacısın yani?"

"Sayılır. "

Sayılır demekle neyi kastetti acaba belki gerçek Simyacı değil sadece bitkiler ile ilaç yapıyor ama Kara ormanda düşük seviyeli  canavarlar olsada hiç gelişimi olmayan birisi direk ölecektir.

Düşünceler alemine dalarken dışarıdan bağırma sesleri geldi.  Tabiki kafamı pencereden çıkartacak kadar aptal değilim basit haydutlardan başkası değildir.

Sanırım yaşlı adamda çok merak etmedi yada o da benim gibi kafasına ok yemek istemedi.

Ama karşıda duran genç meraklı bir şekilde kafasını dışarı uzattı ve konuşmaya başladı tabi buna konuşma denilirse sadece bağırıyordu;

OXDERIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin