OXDERIA

Bölüm-41

Güzel bir uykunun ardından kahvaltı yapıp doğruca Kralın bulunduğu saraya doğdu ilerledim kapıdan iceriye, saray bahçesine adım atacağım sırada. Muhafızlar tarafındab engellendim. Eh tahmin etmesi zor değildi.

"Kralla görüşmem gerekiyor önemli bir konu."

Konunun önemli olduğu falan yok geçmeme asla izin vermezler. Görüştürseler bild Kesin ilk önce kralın yardımcılarıyla görüştürürler. Onlar tarafından onay alınca kral ile görüştürürler. Çoğu yerde sonuçta böyle işliyor.

"Geçebilirsiniz. Size Krala kadar eşlik edeyim."

Nasıl? direk krala götürecek sanırım. Fakat bir suikastçi olsam kralı öldürmek oldukça basit olur. Tabi Kral herkesi aşan bir güce sahip değilse.

Bolca tablo bulunan koriodorlarda sonununda büyük ve altından yapılmış elmaslarla süslenmiş bir kapının önünde durduk kapıdaki askerlerden birisi. Yanımda bulunan muhafızdan onay aldığı zaman kapıyı açtı. Oldukça ihtişamlı duran bir tahtta oturan; Otuzlu yaşlarda görünsede etrafa yaydığı ben tecrübeliyim ve yüzlerce yıldır yaşıyorum havası sayesinde yaşını belirlemek mümkün değildi. Siyah saçları ve gökyüzü mavisi gözleri olan kralın yanında daha küçük boş bie taht var sanırım Kraliçe için. Kralın meraklı bakışları ve yanında duran bir kaç kişinin. Sinirli bakışları ile karşılaştım Oh sanırım burda diz çökmem gerekiyor. Hafifçe eğilerek başımı krala doğru çevirdim. Yüzündeki merak ifadesinde bir değişim olmazken yanında duranlar eskisi gibi sinirle bakmaya devam etti burda konuşmaya girmem gerektiğini düşünerek;

"Kralım bu Krallığa ve şehre uzun bir yolculuk sonucunda ulaştım hemen sarayın yan tarafında evi satın alarak burda yaşamımı devam ettireceğim. Size bir tür hediye getirdim."

Elmaslarla süslü kılıcı yüzükten çıkartarak. Krala doğru uzattım.

Yüzündeki heyecan kaybolduğu sırada yan taraftan yükselen sesle hareket etmeyi bıraktım.

"Krala bunun gibi bir hediyeyi layık görmen ne kadar saçma yüzyıllardır hüküm Süren kralımıza bunun gibi niceleri ve daha iyileride geldi."

Adama umursamaz bir bakış attıktan sonra krala döndüm.

"Ah böyle bir durumla karşılaşacağımı tahmin etmiştim ikinci hediyenizi vermek istiyorum."

Yüzüğü hızla tarayarak değerli bir şeyler aradım sonunda gözüme çarpan bir altından yapılmış üzerinde elmaslar bulunan değneği çıkarttım.

Az önceki adam kahkaha atarak.

"Kılıçtan daha değersiz bi-"

"Kralın yanında bu şekilde konuştuğunuza göre bir akrabası olmalısınız çünkü küçük krallıklarda bile kralın yerine geçmek ölüm cezasına sebep olur ki bu akrabaları dahi olsalar kralın otoritesini gözümde düşürmeye çalışmanız boşuna ayrıca bu basit bir değnek değil. Bu altın sopaya enerji gönderilmesi dahilinde enerjiyi depoluyor ardından istediğiniz zaman enerjiyi bir tür büyüye çevirerek enerjisini aldığı kişinin emriyle oldukça yok edici bir etkiye sahip oluyor."

Kralın gözlerinde sert bir ifade belirirken konuşmam bitince adam kekeleyerek.

"Ben Özür dilerim kralım düşünmedim lütfen affedin."

Kral merakla bana dönerek.

"Hangi klana mensuptun duymuş olamam lazım güçsüz klanlarda bu tür bir silah bulunmuyor Krallıklardada bulunsa bilgim olurdu"

Az önce terler döken affedilmek isteyen adam bana tekrar aşağılayıcı bakışlar atarken.

"İzin verin gösteriyim."