Turnuva alanİnan bizi götüren gemiden inerek daha önce bulunduğum Mooras adasına tekrar baktım. Şeytani bir gülümseme ile öğrencikere dönerek:
"Kaybetsenizde kazansanızda akademimize dönünce ödüllendirileceksiniz en büyük amacım olan, büyücülerin dünya üzerinde daha etkin bir rol sağlamasına yardım etmiş olacaksınız. Ki sizlerin zafer ile döneceğine eminim. Hepinize başarılar dilerim."
Öğrencilerin yaptığı bağırışlar sona erdiği zaman yanımdaki Nancy ile birlikte ilerledim. Okulun kapısına yaklaşınca büyük bir gürültü ile açılan demir kapılara yüzümü ekşiterek baktım. Çıkardığı kulak tırmalayan ses sona erdiğinde derin bir nefes vererek rahatladım. Karşıma görmeye alıştığımız Arthur Mooras adama bikere sahte gülücükler atarak yanına ilerledim. Bu hödük büyük ihtimalle elimi sıkacak bunu bildiğim için elime bir kaç koruma büyüsü yerleştirdim. Gözlerimin içine bakarak elini uzattı. Elini tuttuğum anda hissettğim acı fazla olmasa da sinirlenmeme sebep oluyordu. Yüzüne bakarak söylediği sözcüklere odaklandım:
"Mooras Akademisine hoşgeldiniz. Benim küçük davetimi kabul etmezsiniz siye düşünüyordum. Fakat geminize derinden sevindim, yeni bir akademinin gelişimi için sürekli turnuvalarda yer alması ve tecrübe kazanması için ilk adımı atmış olmak. Büyük bir keyif verdi."
Kurduğu garip cümlelere tek kaşımı kaldırarak yeterince iyi bir cevap verdiğimi düşünsemde cevap bekleyen gözlerine karşın bozmadan devam ettim:
"Elbette bizi bu davet ile onurlandırdığınız için teşekkür ederim. Umarım eğlenceli bir vakit geçiririz."
Ardından gözlerimi hala sıkmakta olduğu elime doğru indirdim. Bakışlarımı farketmiş olacak ki daha sert sıkarak tutmaya başladı elimi ateş elementi ile oldukça yüksek dereceye kadar ısıtmam ile gözlerindeki derin bir öfke ile hızlıca elimi bıraktı zafer tanrısı gibi gülümseyerek Mooras akademisinin öğrencileri tarafından oluşturulan yolda ilerledik. Akademiye girmemle birlikte köşede bekleyen isimlerini unuttuğum baş eğitmen ve baş savaşçıya umursamaz bir nakış atarak benim için ayrılan yere oturdum. İkisininde bedeni bu hareketim ile titreyince zafer üzerine zafer elde etmiş oldum. Arthura dönerek söze bu sefer ilk ben girdim:
"Turnuva nasıl gerçekleşecek sadece on bir tane öğrenci getirdik biliyorsunuz ki açılmamızın üzerinden sadece iki ay kadar bir zaman geçti. "
"Anlıyorum sorun değil o zaman şöyle yapalım... her okuldanda aynı seviyedeki birer kişi çıkarak savaşsın en fazla zafer elde eden okul. Bu turnuvayı kazanmış olacak ardından sıra bizim dövüşümüze gelecek. Kurallar ise öldürmek serbest kabul ediyormusun?"
Bizi dinleyen öğrencilerime göz ucuyla baktım hepsi tek tek onayladığı zaman büyük bir gülümseme ile cevap verdim.
"Elbette kabul ediyorum fakat öğrencilerin yaşamını ortaya atmasına karşılık bunu bizde yapmalıyız. Öyle değil mi?"
Nancynin bacağımı gizlice sıktırmasını umursamadan vereceği cevabı bekledim. Keyifli bir biçimde başını sallayarak onayladı. Ardından Arthur kuralları açıklarken ben Nancye zihinsel bir mesaj ilettim.
"Nancy merak etme bir ay içinde garip boyuttayken nasıl olduğunu bilmesemde doksan yedinci seviyeye ullaştım. Bu yüzden beni merak etmene gerek yok herhangi bir şey olması durumunda boyut büyüsü ile öğrencileri buradan alarak kaç. Odamdaki dolapta boyutsal yüzük var kanın ile anlaşma yap içinde okula elli yıl yetecek elmas var ayrıca vasiyetim de var senin müdür olmanı ve akademinin bulunduğu toprakların sana ait olmasını sağlıyor. Bu anı defalarca düşündüm."
Doksan üçüncü seviyeye ulaşmam sadece enerji merkezinin gelişmesini ve enerjinin daha yoğun olmasını sağladı dövüşü uzatmam benim açımdan iyi olacak. Arthurun bana seslenmesi ile dikkatimi ona verdim:
![](https://img.wattpad.com/cover/75801016-288-k814687.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OXDERIA
FantasyPeşini bırakmayan hüzün duygusu ile başa çıkmak için uğraşan Matsuki olaylar denizinde git gide dibe doğru batmaya devam ederken yaşadığı maceraları anlatan bir kitap.