Masanın üzerinde bulunan, ışınlanma ve portal ile ilgili son kitabıda okuduktan sonra havada birden beliren ve asılı bir şekilde durarak yanan mor renkli alevler yardımıyla kitabı yakarak ortadan kaldırdım. Her bir bilgi zerresini ezberlediğim için yüzükte yer kaplamasına gerek yoktu.
Anlaşılan Portal yapımı için oldukça fazla enerjiye ihtiyaç duyacağım. Beni küçükken bu kıtaya getiren kişi... Haru sahip olduğu kan bağı ile aktarılan büyüsüne sahip olmak için neler vermezdim.
Evden dışarı çıktıktan sonra bedenimi hava elementi yardımıyla gökyüzünde yükselttim.
Elimin bir hareketi ile dağın üst kısmı mükemmel bir şekilde düz bir hale geldi. Bu basit işlemin ardından tekrar zemine ayak bastım. Portal için gerekli olan formasyonu, enerji yardımıyla kurmaya başladım. Alnımdan düşen bir kaç damla ter adeta ne kadar fazla dikkat isteyen bir işlem olduğunu belirtiyordu. Oluşturduğum formasyon dağda bulunan canlıların enerjisini yavaş yavaş emecek gerekli enerjiye sahip olduğumda ise bir kaç büyülü söz yardımıyla portal tamamlanmış olacak.
Dağdan ayrılırken küçük bir ilizyon bariyeri ile dağın eskisi gibi gözükmesini sağladım. Zaman akmaya devam ettikçe içimde nedensizce beliren özlem duygusuna anlam veremiyordum. Ustam... Yui bu bekleyişiniz sona erecek geri dönüyorum.. sizin değerli yaşamınızı alan; o aşağılık canlıların hepsini katladeceğim. Formasyona odaklanmamla gerekli olan enerjinin sadece yarısına sahip olduğumu farkettim. Dağda bulunan canlıların neredeyse tamamı yok olmuştu. Dağın tepesine bulunan topraklar tamamen kömür karasına dönüşmüş, ağaçlar tamamen kurmuştu. Her hangi bir hayvana ise rastlamak tamamen imkansızdı. İlk olarak enerjisi yüksek olan canlılar yok olduğu için ilk yaşamını yitirenlerde hayvanlar ve canavarlar olmuştu. Son bir hafta içerisinde ise enerji çekim hızı tamamen son ermiş durumdaydı. Anlaşılan geri kalan enerjiyi başka bir şekilde bulmam gerekecek...
Dağa daha fazla canlı çekmeme imkan yok yüksek seviyeki her canlı dağdan yayılan ölüm aurasını hissedebiliyor durumda. İnsanlar içinse bu geçerli değil lakin asıl iş insanların bu dağa uğramasını sağlamak. Ki bu değim dağın bir şekilde ilgi çekmesini sağlamak demek ve bu uzun bir zaman alacak. Formasyonun alanını arttırsam dahi yakınlarda her hangi bir şehir, köy yada klan, bir yerleşim yeri bulunmuyor. Ağaçlardan gelecek olan enerji ise yeterli olmayacaktır. Kendi enerji yenilenme hızımı hesaba katarsak; sorunsuz bir biçimde formasyona enerji verebilirim. Lakin bu bedenimi etkileyecektir.
Yüzüğümün içerisinde bulunan yüksek enerjiye sahip, enerji kristalleri... geriye kalan tek seçeneğim bu olsa gerek. Donuk bir ifade ile yüzükten beş yüz adet enerji dolu kristali çıkartarak formasyonun ortasına fırlattım. Geçen saatlerle birlikte formasyonun doluluk oranı git gide artarken yaptığım işten bi o kadar pişman bir hale geldim. Kristallleri ilerleyen zamanlarda beş numaralı kıta için saklıyordum. Harcadığım miktar ise sahip olduğumun yüzde yirmi beşlik bir kısmıydı. Formasyondaki enerji miktarı tamamen dolu bir hale geldiği zaman zihnimde canlanan yedinci kıtaya ait olan anıları enerji yardımı ile kopyaladıktan sonra formasyona ekledim. Ardından önümde açılan kahverengi ahşap kapıya bakarken somurttum. O kadar enerji yediği halde bu kadar sade bir kapı beklemiyordum. Daha karanlık dolu sislerle kaplı bir kapı asıl hayalimdi...
Kapıya doğru ilerlerken içten içe bedenimi saran heyecan hissi oldukça farklıydı.
Kapıyı açtıktan sonra merakla başımı kaldırınca karanlıktan başka hiçbir şey göremememle somurtarak içeriye adım attım. Hafif bir baş dönmesinin ardından gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Etrafımdaki görüntü netlik kazanırken önümde bana korku dolu gözlerle bakan beş adet çocuğa nasıl açıklama yapacağımı düşünmeye başladım. Sarı saçlı küçük kızın kulağına yaklaşan kızdan daha kısa duran yine sarı saçlı çocuk fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OXDERIA
FantasyPeşini bırakmayan hüzün duygusu ile başa çıkmak için uğraşan Matsuki olaylar denizinde git gide dibe doğru batmaya devam ederken yaşadığı maceraları anlatan bir kitap.