Kan kırmızısı renkten oluşan iki dairenin kesişimi ile oluşan ambleme bakarken iç çektim ardından iki kız kardeşi takip etmeye devam ettim.
Klanın kapısında dikilen adamlar tam bir şey söyleyecekleri sırada önümdeki kızlara baktıktan sonra sessizce bulundukları yerde kaldılar. Sanırım şans eseri de olsa oldukça yüksek bir konuma sahip kişilerle karşı karşıya gelmişim.
İki kardeş önümde hızını arttırarak ilerlemeye devam etti. Oldukça sade ve gösterişten uzak yolda Klanın kalbine doğru ilerledik. Beni gören çoğu kişi aralarında fısıldaşmaya başlıyor ve meraklı bakışlarını üzerimde tutuyordu. Sonunda büyük bir evin önüne geldiğimizde içeriye adım attım.
Stef ablasına dönerek konuştu.
"Abla biz burda bekliyoruz sen gidip Babamlara haber ver."
Koşarak yanımızdan ayrılan çocuğa bakarken istemsizce somurttum.
Dakikalar birbirini takip edersen Stefle birlikte bana doğru gelen Adama bakarken içimde oluşan gülümseme isteğini bastırdıktan sonra Karşımdaki farklı bir kesime sahip olan sarı saçların ön kısımları kısa kesilip yukarıya doğru taranmıştı arka kısımlar ise uzun bırakılarak örülmüştü bedeninin sadece omzunu kaplayan bir zırhı vardı ve geçmişten kalma olduğu belli olan yara izleri adam üzerinde farklı bir etki bırakan adam konuştu;
"Anlat bakalım küçük Stefin dikkatini nasıl çektin. Bizimle ilk kez bir yabancıyı tanıştırıyor ve eve getiriyor. Ablası Guen buna karşı çıkmamış bu da bunu daha fazla ilginç kılıyor."
"Benim dikkatimi çektikleri için onları etki altına almam oldukça kolay oldu. Bu kıtaya ani bir şekilde açtığım portalında tam önlerine açılması bunu daha kolay bir hale getirdi. "
Gözleri ardına kadar açılan adam beni dikkatlice süzdükten sonra aceleyle eli ile kızı Stefi arkasından ittirirken konuştu;
"Stef Guenle birlikte ona çık benim yalnız konuşmam gerekiyor."
Stef reddetmek üzere ağzını açtığı sırada babasının öfkeli bakışları ile karşılaşınca titredikten sonra söylenilenı gerçekleştirmek için koşarak yanımızdan uzaklaştı yanımdan geçerken öfkeli bir bakış atmayı da ihmal etmedi.
Bu oldukça sinir bozucu bir durum...
Arkasını dönerek ilerleyen adamın peşine takıldım. Ortada yuvarlak bir masa ve etrafında sandalye dışında hiçbir şey bulunmayan oldukça sade ve gösterişten uzak odaya girince eli ile oturmamı isaret ederek kapıyı kapattı söylediğini yaparak oturduktan sonra hava elementi yardımıyla odanın içerisinde bulunan sesin dışarıya çıkmasını engelleyen bir bariyer oluşturdum.
"Buraya geliş sebebime direk olarak gelmek istiyorum. Aileniz kanı kontrol etme gücüne nasıl sahip oldu? Eminim bunun birde hikayesi vardır o kısmı atlayarak direk sonucu söylemeni istiyorum."
Bana düşünceli bir biçimde bakan adam gözlerindeki derin üzüntüyle birlikte cevap verdi.
"Emin ol hiç bir fikrim yok Stefin doğumu ile birlikte beni ve ailemi intihar ederek bu dünyadan giden eşimin bahsettiği bir yetenek. Bu bilgiyi ölmeden önce bırakmış olduğu bir nottan öğrendim. Yani senin bildiklerin dışında bir bilgiye sahip değilim."
"Nerde tanıştın.... onunla?"
"O da senin gibi farklı bir kıtadan geldi. Kıtaların varlığından küçüklüğümden beri haberdarım. O ise bana daha geçerli bilgileri öğretti bu sayede buraya onun için geldiği düşündüm. Tanışma kişi ise bizim klanımıza geldi. Bu sayede gerçekleşti."
"Anlıyorum. Buraya geliş sebebim Bu kıtada bulunan her bir insanı katledeceğim... sende bu gruba dahilsin lakin kızlarını yanıma alacağım. Ne de olsa onları dünyaya getiren kişi ile karşılaşmam için birer biletler. Hazime kutuma beni ulaştıracak olan haritalar. Fakat kızların sana karşı derin bir sevgi besliyor şayet seni öldürürsem bana karşı besleyecekleri nefret nedeniyle onları kontrol altımda tutmak fazladan zaman harcamam demek. Bu senin için yaşam demek. Onların sana olan sevgisi olmasaydı emin ol şu an hayatta olmazdın. Eşyalarını yanına al benimle geleceksiniz hazırlanmanız için bir saat veriyorum bir saatin ardında burada olmazsanız dahi sorun değil. Ezeceğim böcek sayısında oluşan değişiklik çok önemli olmayacaktır. Ah... gitmeden önce bana bu kıtaya ait bir harita verirmisin."
Adam bana öfke ile baksada elinde beliren haritayı uzattıktan sonra arkasına döndüğü gibi ortadan kayboldu. Haritayı gözlerim büyük bir hızla tararken gülümseyerek haritada bulunan bir noktaya odaklandım. Yüzümde bulunan gülümseme kahkahaya dönüşürken kendimi tutamayarak bir miktar öldürme arzusu yaydım. Bununla bulunduğum odanın duvarları parçalara ayrılırken kahkahamı yarıda keserek somurttum.
Duygularımı kontrol etmesi eskisine göre oldukça zor.
Odanın ikiye ayrılmış kapısından çıktıktan sonra bana merakla bakan yaşlı çifte bir çift yıldırım enerjisi ile oluşturulmuş bıçak gönderdim. İkisininde kalp damarlarını parçalara ayıran bıçaklar ile birbirlerine yalvaran bakışlarla son kes baktılar. Ağızlarından sızan kanlarla birlikte ölümle kucaklaştılar. Koşarak içeriye giren siyah saçlı çocuğun gözleri sonuna kadar açılırken bir anda koşarak yaşlı çifte sarıldı. Dudakları arasından fırlayan acı bir çığlığın ardından dolan gözyaşları bir biri ardına gözünden dökülmeye başladı.
Bana baktıktan sonra üzerime büyük bir hızla koşan çocuğu hava elementi ile yükselttikten sonra el ve ayaklarını patlatarak acıdan dolayı bayılmasını sağladım. Kan kaybından dolayı öleceği kesin olsa dahi kafasınıda bir patlamayla parçalara ayırdım. Yüzümdeki donuk ifadede bir değişim olmazken patlama nedeniyle yüzüme sıçrayan bir damla kanı buharlaştırarak kirlenmemiş oldum.
Koridorun iki ucundanda gelen ayak sesleri ile gözlerim heyecanla parlarken dudaklarım arasından küçük bir kıkırtının çıkmasına izin verdim.
Ellerindeki silahlarla etrafımı saran insan sürüsüne bakarken küçümseyerek elimi salladım bu hareketim ile hepsinin başı bedeninden ayrılırken üzerime gelen kanları hava elementi ile bedenimden uzaklaştırdım.
Yanıma alacağım üçlünün çokta bi değeri olmadığına karar verdikten sonra elimde oluşan ateş elementini getirebildiğim en yüksek yoğunluğa getirdikten sonra serbest bıraktım. Bedenimi saran sıcaklık ve etrafta yankılanan çığlık sesleri ruhuma bir şarkı misali işlerken kahkahalarımla bu şarkıya eşlik ettim.
Nerdeyse tüm klan ortadan kaybolmuştu belli bir uzaklıkta olan kişiler ise ısı dalgası nedeniyle oldukça acı çekiyorlardı. Acılarına ne kadar son vermek istemesemde hepsini teker teker öldürdükten sonra yavaş adımlarla tüm bu moloz yığınından uzaklaştım.
Sanırım kıtadaki küçük bir klanın tamamen yok olması çok da büyük bir ilgi çekmeyecektir civarda bulunan elliye yakın köy klan ve şehri de aynı şekilde alevlerle yok ettikten sonra yıldızlı gökyüzüne bakarken içimde biriken hüzün dalgasını serbest bıraktım gözümden düşen yaşların nedeni beni nedensizce kendisine aşık eden bu yıldızlar olsa gerekti. Her baktığımda biraz daha hayran oluyor bira daha hüzün denizinde boğuluyordum ve bi okadarda ruhumdaki yorgunluğu atıyorum. Eşi benzeri görülmemiş gökyüzü insanlar olmadan daha muhteşem olacağına eminim. Gökyüzünden kayan yıldızla birlikte gözlerimi kapatırken derin duygular eşliğinde bir sonraki durağıma ışınlandım.
Bazı duygusal sorunlar nedeniyle Sözlerimin arkasında duramadım için özür diliyorum elimden geldiğince çabuk atmaya çalıştım ve çalışıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OXDERIA
FantasyPeşini bırakmayan hüzün duygusu ile başa çıkmak için uğraşan Matsuki olaylar denizinde git gide dibe doğru batmaya devam ederken yaşadığı maceraları anlatan bir kitap.