4.Bölüm

23.6K 738 26
                                    

"Sana söyledim, Eda. İlk defa bu kadar yakındık. Nefesini hissettim diyorum tam yanımdaydı."

Eylül, bardan çıkmış eve giderken hep bunu tekrarlıyordu. Eda sıkılmış bir sesle konuşmadan edemedi."

"Biliyorum biliyorum çok yakındınız falan filan... "

Eylül, mutluluk sarhoşu bir şekilde kafa salladı. Hâlâ olayın şokunu atlatamamıştı. Aniden durdu ve Eda'nın boynuna sarıldı.

"Pantolon giymeme izin vermediğin için teşekkür ederim. Seni seviyorum, seni seviyorum..."

Eda, hafifçe sırıttı.

"Evlenince daha ileriye gideceksiniz biliyorsun değil mi?"

Eylül'ün suratı aniden kızardı.

"Eda! Bunu nasıl söylersin... Beni sevene kadar böyle bir şey olmayacak biliyorsun!"

İlkini Mert'le yapmak istediği doğruydu ama bu farklıydı. O aşk istiyordu. 'karşılıklı aşk'.

Soğuk dışarıya karşın sıcacık evine girdi. Paltosunu askıya asıp odasına çıktı. Kapıyı kapatıp yatağına zıpladı. O kadar mutluydu ki ne yapacağını bile bilmiyordu çünkü onun kokusunu ilk defa solumuştu.

Çok güzel kokuyordu...

Nefesindeki nane ve bira kokusu...

Baharat gibi kokan erkeksi parfümü...

***

Annesinin ona seslenmesiyle uyandı.

Hemen banyoya koştu , barın iğrenç sigara kokusu üzerine sinmişti.

Kalpli pijamasını üzerinden çıkarıp sıcak suyun altına girdi , saçlarına çilekli şampuanını sıkıp köpürtmeye başladı.

Saçlarını duruladıktan sonra duşa kabinin kapısını açtı.

Havlusunu düzgünce vücuduna sardıktan sonra banyonun kapısını açtı.

Yatağına oturmuş Mert'i görünce ani bir şok geçirdi.

'Onun burada ne işi var ' diye düşündü.

Bir anlık gelen deli cesaretiyle bağırdı.

"Aaaaaa!"

Merdivenlerden yukarı çıkan ayak sesleri duyduğunda herkesi ayağa kaldırdığını anladı.

"Sana . Bir kızın . Odasına . İzinsiz . Girilmeyeceğini . Öğret-mediler mi?"

Sinirle bağırırken Mert, alayla ona bakıyordu.

"Kızlar odalarına girmem için yalvarırlar aslında."

Bunu o kadar normal bir şeymiş gibi söylemişti ki Eylül'ü sinir etmek için yeterliydi bile.

Annesi ve birkaç insan kapıda durmuş onların bu tartışmasını izliyordu.

Eylül, kapıya bakınca diğer insanların Mert'in anne ve babası olduğunu anladı.

Suratı utançla kızarırken Mert 'in babası gür bir kahkaha attı.

"Utandırdın kızı köftehor."

Annesi de tiz bir kahkaha attıktan sonra konuştu.

"Eylül, seni uyandırdım ya kızım , misafirlerimiz var dedim ya hani."

Eylül , hala üzerini giyinmemiş olduğunu fark edince suratı daha da kızarmıştı.

Mert, ona böyle bakarken nasıl utanmazdı ki?

Herkes teker teker odadan çıkarken en sona Mert kalmıştı.

Kapıyı kapatmadan önce Eylül'e bakarak konuştu.

"Utandın mı küçük fare?"

***

Eylül , üzerini giyindikten sonra aşağı indi.

Aileler saçma sapan bir konu hakkında konuşurken mp3 ünü alıp balkona çıktı.

Şarkılar başa sararken şu son bir günü düşündü...

Eline nasıl bir şans geçmişti ?

Ya ... onu tanıdıkça aşkı değil de nefreti büyürse?

Yanındaki sandalyede bir hareketlenme hissedince o tarafa baktı.

Mert , yanına oturmuş karşıya bakıyordu.

"Ne dinliyorsun küçük fare?"

"Bana neden öyle hitap ediyorsun?"

Bu soruyu sormak istiyordu çünkü bu üç olmuştu.

"Her yerden çıkıp duruyorsun da ondan."

Hafifçe tebessüm etti.

"Biliyor musun... Haklısın."

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin