11.Bölüm

20.9K 633 38
                                    

Eylül'ün gözünden;

"Şimdi ödeşme vakti!"

Beni de yere çektiği için hızlı bir şekilde yanına düştüm.

Ani bir hareketle üzerime çıktı .

Elleriyle şaçlarımı okşuyordu...

"Ne yaptığını sanıyorsun sen yaa!"

Ellerimi 'kaslı' göğsüne getirip onu itmeye çalıştım ama bunun için fazla ağırdı.

"Bunu beni yataktan atmadan önce düşünecektin fare!"

Bu 'fare' lafı sinirimi bozmaya başlamıştı ama !

Parmaklarını yüzümde gezdirmeye başladığında kasıldığımı hissettim.

Aşk bu muydu?

Her dokunuşunda içinin alev alması ama sadece hareketsizce kalmak?

Baş parmağını elmacık kemiklerime getirip sürtmeye başladı.

Sıcak nefesini tenime üflüyordu . Hafifçe titredim.

"Dokunuşlarım seni tahrik mi ediyor?"

Sesi boğuk çıkmıştı ve gözleri her zamankinden daha koyu ve kararlıydı.

"Kalkar mısın... Lütfen?"

Gözlerimin içine baktı.

"Bakire misin?"

Her an utancımdan ölebilirdim. Yanaklarım kızarmaya başladığında hızlıca gözlerimi kaçırdım.

Ellerini çeneme koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı .

"Senin ... benim olduğunu bilmek güzel."

Sertce çıkan sesine kulak asmadan merak ettiğim soruyu sordum.

"O ne demek?"

"Sadece benim malımsın demek ve benim olana sadece ben dokunabilirim."

Gözlerim dolmaya başlarken onu üzerimden ittim ve odadan çıktım.

İlker 'i koridorda görünce hemen koşup beline sarıldım.

"Sana ihtiyacım var."

"Ah be bezelye annene karşı gelip teklifi reddetseydin ne olurdu ? Acı çekeceğini bilmeliydin."

Burnumu çekip mırıldandım.

"Bilmeliydim..."

***

İlker, çıkış işlemlerini halletmişti . Arabasıyla evine giderken düşünmek için vaktim olmuştu.

Resmi olarak evliydik !!! Cevaplayamadığım soruları sıralamaya başladım.

1) Ben artık onunla aynı evde mi kalacaktım?

2) Birbirimize aşık rolü yapmalı mıydık?

3)Şimdi ne yapacağım?

Bütün soruların cevaplarını öğrenmek için beklemeliydim en azından şimdilik İlker'de kalır yarın onlara giderdim.

"Geldik."

Kapımı açıp arabadan indik . İlker 'in beyaz renkli villasına göz attım.

Boydan boya camlar , kocaman bir bahçe ve küçük bir sera.

Kapısını açıp girmem için kapıyı tuttu.

Ben içeri girerken kapıyı kapattı ve salona geçti.

Ben de onun arkasından salona geçerken duvarları camla kaplı yerin salon olduğunu öğrenmiş oldum.

"Sen geç otur istersen."

İlker'in bu sözüne tebessüm ederek koltuğa oturdum.

***

Neden içtiğimi bile bilmeden içmiştim...

Çok fazla...

Acılarımı uyuşturacak kadar fazla...

Onu unutacak kadar fazla...

İçki bardağımı elime alırken İlker 'e döndüm.

O da benim gibi sarhoştu .

Neden yaptığımı bilmeden onun dudaklarına uzandım.

Ne yapacağımı anlamıştı ama geri çekilmemişti , bu davranışı beni daha çok gaza getirmişti.

Bira tadındaki dudaklarını öperken hiçbir şey hissetmiyordum.

İlker ,öpüşüme karşılık vermeye başladığında kendimi onun kucağında buldum.

Uyanık olsam asla yapmayacağım şeyler yapıyordum.

Ve içki sersemliği geçince pişman olacağıma adım gibi emin olduğum şeyler...

Mert'i cam duvarın arkasında görünce kalbimin ağzımdan çıkacağını sandım.

Ani bir hareketle cam kapıdan içeri girdi.

Kolumdan tutup İlker'in kucağından çekmesi bir oldu.

İlker 'e sıkı bir yumruk geçirdikten sonra beni sürüklemeye başladı.

Arabasının kapısını açıp beni içeriye 'sertçe' attı.

"Zaten onun altına girecektin madem, benden neden utandın?"

Sesi kükrer gibi çıkmıştı.

"Be - benn asla öyl-"

"Kess!!!"

"Sana benimsin dedim ama sen..."

"Sarhoştum tamam mı?"

"Sen benimsin..."

Sayıklamaya başladığında onu sakinleştirecek tek şeyi söyledim.

"Ben zaten seninim."

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin