"Dudakların...Çilek gibi ve ben çileğe bayılırım."
***
Eylül'ün gözünden;
Çileğe bayılıyorum derken dudaklarıma iltifat etti yani...Bu lafını 'sana bayılıyorum' olarak yorumlayabilir miyim?
Hayır.
Suyun yüzüne çıktıktan sonra biraz daha ona baktım, o da bana bakıyordu .
Bazen düşünüyorum da benim ona karşı hissettiğim duyguları o da bana karşı hissediyor mu?
Hayır.
İç sesim fazla kötümser olduğu için kendimle konuşmayı bırakıp gerçek dünyaya döndüm.
Mert, bana bakmayı kesmiş ileride yüzüyordu. Ben de yanına gittim heyecanımı bastırmaya çalışarak konuştum.
"Yarış yapalım mı?"
Bana döndü ve soğuk bir sesle konuştu.
"Hayır."
Mert, iç sesimden bile kötüydü . Az önce beni öpüp farklı duygular yaşamamı sağlıyordu şimdi de kalbimi paramparça edecek şeyler söylüyordu...
Hemen yanından ayrıldım ve havuzdan çıktım. Bornozumu üzerime geçirip eve girdim. Hiç değilse annesini üzmemek için Mert'in odasına çıktım ve kapıyı kapatıp yatağa oturdum.
Hemen sonra oturduğum yerden kalktım ve hizmetliyi odaya çağırdım.
Kadın,yanıma gelince ona 'kibarca' misafir odasındaki eşyalarımı getirmesini söyledim.
Kadın birkaç dakika sonra eşyalarımla birlikte odaya geldi. Teşekkür ettim ve kadın gittikten sonra kıyafetlerimi alıp banyoya girdim.
Kısa ve hızlı bir duş aldıktan sonra üzerimi giyindim ve banyodan çıktım.
Bavulumu açıp içinden Galatasaraylı olan tüm eşyalarımı çıkardım.
Atkılar,tshirtler,kalemler,örtüler,hırkalar,yastıklar ve asıl kozum olan imzalı formalar...
Zaten çerçeveli olan 'imzalı' formalarımı duvara,onunkilerin yanına astım. Pikemi de yatağa serip üzerine Galatasaraylı yastıklarımı koydum. Atkımı ,yastığın başlığına sardım ve diğer eşyalarımı da etrafa koydum.
Şimdi intikam zamanı!
Bugün 'Gs vs Fb' maçı olduğunu hatırlayıp sırıtmamı genişlettim.
Şans diye buna denir.
Üzerime formalarımdan birini geçirdim ve aşağıya salona indim.
Murat Amca'nın da Galatasaray forması giydiğini görünce mutlu oldum doğrusu . İki tane Fenerli Başaran erkeğine tahammül edemezdim.
Murat Amca beni görünce gür bir kahkaha attı.
"Aferin Eylül kızım, ben de diyordum ki bu narin bir kız !!
Hafifçe tebessüm ettim. Mert, o sırada mutfaktan çıkıp bize baktı ve yüzünü buruşturup yukarı çıktı.
Suratının alacağı ifadeyi çok merak ediyordum.
"Eylüllll!!!"
Odanın halini görmüş olacak ki bu bağırışı ondandı.
Hızlı adımlarla merdivenleri indi ve yanımıza geldi . Elleri belinde ,kaşları çatılmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Ne var?"
"O odanın hali ne? Her tarafı Galatasaray saçmalıklarıyla dolu!"
Omuz silktim.
"Ne var totem yaptım."
"Bak kızım git çıkar şunları! totemine başlatma!"
Bu sefer ben de sinirlenmiştim.
"N'aparsın?! Sana attığım tokadın aynısından mı atarsın?!"
Son cümlemi sessizce söylemiştimki babası falan duyup ortalık karışmasın diye.
Çenesi kasıldı ama bir şey demedi.O sırada Murat Amca araya girdi.
"Tamam hadi susun maç başlayacak birazdan."
Tahminimce Mert,üzerini giyinmeye gitti.Yaklaşık on onbeş dakika sonra fener formasıyla gelip boş olan koltuğa yayıldı. Sema teyze çerez falan getirip masaya koydu sonra da mutfağa geri gitti.
Maç başladığında ilk dakikalar çok suskundu. Ben de pek yorum yapmadım ama Murat Amca benim yerime de yorum yapıyordu.
İlk yarı bittiğinde canım çok sıkkındı. Mert'in fazla üstüne gitmiştim ama bir yandan o da hak etmişti.
Duygularımla oynamıştı,kalbimi kırmıştı...
Şimdi gidip özür dilesem 'bu ne yüzsüz, ne arsız bir kız' diye düşünecek ama bir şey demesem de kötü düşünecek.
Bilmiyorum.
İkinci yarı başladığında üzerimdeki mutsuzluk kalkmıştı çünkü ilk golü bizim takım atmıştı.
"Adamın dibisin Sneijder!"
Bağırışımın karşısında Mert, bana dönmüş tuhaf tuhaf bakmıştı.
Son on dakikaya girince Kuyt birden Salih'ten aldığı pasla golü attı. Murat Amca küfrederken ben Mert'i izliyordum.
Gülümseyince çok tatlı oluyordu ama kahkaha atmak, en çok ona yakışıyordu.
Muslera, golü yiyince birden gözleri doldu ya ona da içim yandı doğrusu.
"Üzülme be aşkım ."
Mert , ona mı dedim diye bana dönüp baktı ama Muslera 'ya dediğimi anlayıp konuştu.
"İnsan hiç kocasının yanında başkasına aşkım der mi?"
Ona baktım ve ağzımı oynattım. 'formalite koca'
Yüzü düşünce canım sıkıldı ve uyumak için kalktım. Merdivenleri çıkarken fenerin bir gol daha attığını duydum.
Lanet olsun!
***
Yorganın içine girmiştim ve yastığıma sarılmış ağlıyordum. Mert'i seviyordum ,ona aşıktım ama karşılıksız olmuyordu...
Kapı açılınca ağlamayı kestim ama hiçbir işe yaramadı çünkü hıçkırıklarım durmuyordu.
Mert'in ayak sesleri yaklaşınca yanıma geldiğini anladım.
Yere çöküp şaşkınca bana baktı.
"Ağlıyor musun?"
Elleriyle yüzümü tuttu ve yastıktan kaldırdı.
"Maç için ağlıyorsan ağlama. Siz kazandınız."
Olay maç değil ki ,sensin.
Kafamı göğsüne götürüp saçımı öptü. Bunu yapmasını seviyordum ama hiçbir şey değişmiyordu, beni asla sevmeyecekti...
***
Gece susadığım için uyandım ve yataktan kalktım.
Mutfağa girince Murat Amca 'yı masada otururken görünce şaşırdım.
Suratı da asıktı.
"Maçı kaybedince uyku tutmadı değil mi kızım?"
Nasıl yani? Mert, sırf ben ağlamıyım diye 'kazandınız' mı dedi?!
Hem de fenere bu kadar düşkünken?
Vay be!