Eylül'ün gözünden;
Bazen, nedensizlik bile insanı çürütmeye, tüm hücrelerini yok etmeye yetebiliyor...
Sadece bir amaç , bir neden ya da 'sadece' bir koşul dahi hayatı anlamlı kılabiliyordu.
Şu an hissettiğimde tam olarak buydu .
Mert'in kollarında uyanmak bile benim için en büyük nedendi...
Onun o kendine has 'erkeksi' kokusu bile soluğumu kesmeye yetiyordu.
Kaslı kollarıyla belimi sararken rahatsızca hareket ettim ve kendimi ondan kurtarmaya çalıştım.
"Şeyy ... Mert ... Uyanacak mısın ... ?"
Dün gece uyuyana kadar canım çıkmıştı . Uykusu o kadar tuhaf ve ağırdı ki kollarını ve bacaklarını bedenime sarıp durmuştu ve benim tüm gecem onu üzerimden itmekle geçmişti.
Mert, tuhaf hırıltılar çıkardıktan sonra yatakta doğruldu.
Ne dediğini anlayamadığım homurtular çıkardı ve yataktan kalkıp banyoya girdi.
Suyun sesi gelince O banyodan çıkmadan ben odadan çıktım.
Saat sabahın körü olduğu için insanları uyandırmamaya çalışıyordum . Merdivenin basamaklarını parmak uçlarımda inip bahçeye çıktım.
Misafir evine giden çakıllı yoldan geçerken parlayan flaşlardan dolayı elimi gözüme götürdüm.
Lanet olsun!
Binlerce kez lanet olsun!
Gazetecilere yakalanmıştım hem de kalpli pijamamla!
Ani bir hareketle evin içine girip kapıyı kapattım.
Mert'in odasına koşarken tuhaf tuhaf sesler çıkartıyordum.
Mert'in odasına girecekken onun kapıda durduğunu fark ettim . Herhalde seslerimi duyup kapıya çıkmıştı.
"Yine n'aptın?"
"Hiçbir şey ama ... Gazetecilere yakalandım."
"Eee bunun için miydi bunca çığlık!?"
Bir şey demeden üzerimi işaret ettim.
O da gözlerini kalpli pijamama dikip yarım ağız gülümsedi.
"Gel hadi!"
Diyerek elimi tuttu ve beni dışarı sürüklemeye başladı.
"Heyyy dursana !"
İtirazlarıma kulak asmadan yürümeye devam etti. Benim üzerimde pijama vardı ama onun da benden pek bir farkı yoktu. Dün geceye nazaran sadece geniş bir yün kazak giymişti.
Dış kapıyı da açıp ikimizi de dışarı çıkarınca elimde olan elini çekti ve belime sardı.
Daltonlar gibi giyinmiş kameramanlara doğru yürürken içim bir tuhaf oldu.
"Mert noluyor lütfen cevap ver !"
"Sen bana güven yeter ."
"Tamam ."
Kapının arkasında bekleyen onlarca kameramana baktım . Vahşi bir şekilde yapacakları haber için çalışıyorlardı.
Yanlarına gittiğimizde çileden çıkmış bir şekilde bağırmaya başladılar.
"Mert bey evliliğiniz nasıl gidiyor?"
"Mert bey sorumuza hala cevap alamadık . Eşinizle antlaşma yoluyla evlendiğiniz doğru mu?"
Mert sonunda konuşmaya başlayınca rahat bir nefes aldım .
"Arkadaşlar ,buraya sorularınızı yanıtlamak için geldik o yüzden yavaş ve sakin olun ve aşkımı korkutmayın."
Oha !
Bana 'AŞKIM' dedi!
Bana!
Sakinliğimi korudum ve yüzümdeki salak gülümsemeyi sildim.
"Efendim öncelikle şunu sormak istiyorum ki... Neden pijamalısınız?"
"Bilmiyorum . Denk geldi ."
"Bunun sebebi cinsel hayatınızla ilgili olabilir mi acaba?"
"Aramızda kalsın ama benim bu yavru ceylanım geceleri adeta bir kaplan oluyor."
Lanet olsun ! Bunu demesinden nefret ediyorum!
"Gözünüzdeki morluğun bununla bir ilgisi var mı acaba?"
"Ahh farklı bir fantezi anlayışımız var."
Benim suratım domates gibi olurken herkes kahkahalarla gülüyordu.
Cevaplanması gereken soruları cevapladıktan ve fotoğraf çekildikten sonra içeri eve girdik.
"Açım . Romantik bir koca ol ve bana omlet yap!"