20.Bölüm

17.8K 552 11
                                    

Eylül'ün gözünden;

Okyanus'a gelince arabadan indim ve diğerlerinin de inmesini bekledim.

Onlar da inince bara doğru yürümeye başladım.

Eda arkamdan koşup yanıma geldi ve koluma girdi. Kulağıma doğru dönüp fısıldadı.

"Mert'le iyi gidiyor dimi? Sabahtan beri yüzünde güller açıyor."

Bu sözü üzerine kıkırdayarak arkama baktım.

Mert ve Ozan tam arkamızdan geliyorlardı. Mert,gülüşümün üstüne kafasını yerden kaldırarak bana baktı. Hafifçe tebessüm etti ve elini ensesine götürerek kafasını yere eğdi.

Tatlı çocuk.

"Beni bırakta sizinki ne iş?"

Eda hafifçe kaşlarını çattı.

"Sizinki derken?"

"Ozan ve sen işte. Bi zıtlaşmalar falan aşkın habercisi mi?"

"Saçmalama Daha bir gündür tanıdığım çocuğun nesini sevcem be?"

İçeri girince İlker'i masalardan birinde otururken gördüm ve o tarafa yürümeye başladım bu sırada Eda'ya laf yetiştiriyordum.

"Daha önceden tanısan seveceksin yani?!"

"Uzatma!"

Ben de daha fazla uzatmadım ve İlker'in yanındaki sandalyeye oturup yanağını öptüm.

"Naber?"

Suratını buruşturdu.

"Bunlar niye geldi?"

Kafasıyla arkayı işaret edince o tarafa döndüm . Mert ve Ozan'ı kastettiğini anlayıp omuz silktim ve Mert'e ,

"Siz artık gidin isterseniz."

Mert ayakta durmayı bırakıp yanıma geldi ve oturdu.

Elini omzuma atıp sandalyeye yayıldı.

"Yok biz daha buradayız dimi Ozan?"

Ozan kafasını telefonundan kaldırarak Mert'in sorusunu cevapladı.

"Hıhı."

Eda,derin bir nefes çekti ve karşıma oturdu. İlker bu sırada ne içmek istediğimizi sordu.

Mert,

"Sabah sabah bir şey içecek değilim . Canımı sokakta bulmadım ben."

dedi. Valla bu lafı Mert'ten hiç beklemezdim.

Ben ve Eda'da onaylayıcı sesler çıkarırken Ozan,sandalyeyi ters çevirerek Eda'nın yanındaki boş yere oturdu.

"Ben bi bira alırım."

Hepimiz ona şaşkın şaşkın bakarken o çenesini eline yaslamış duruyordu.

İlker garsonu çağırıp bir bira istedi.

"Eda Amerika nasıldı?"

Soru İlker'den gelmişti ama soru üzerine Ozan'ın bakışları Eda'ya döndü tabi.

"Rezildi. İş için gittim diye bir şey yapmaya vaktim olmadı."

Ozan lafa atladı.

"Ne işi için?"

"Mimarlık,Eylül'le aynı bölümü bitirdik ."

Bu sefer şaşırma sırası Mert'teydi.

"Sen mimarlık mı okudun?"

"Evet n'oldu ki?"

"Yani...Bilmem ki...Tuhaf geldi birden."

Kafamı salladım ve İlker'e döndüm.

"Sen nasılsın?"

Suratı solgun gibiydi.

"İyi olmaya çalışıyorum . Sana bahsettiğim kız varya o iş yattı sanırım."

Biraz şaşırdım doğrusu.

"Neden böyle düşünüyorsun?"

Omuz silkti ,ben de konuyu fazla uzatmadan kapattım.

***

"Mert, biz Eda'yla burada inelim alışveriş falan yaparız biraz siz gidin."

Mert,olumlu anlamda kafasını salladı ve arabayı durdurdu.

Eda da inince biraz ilerideki alışveriş merkezine yürümeye başladık.

"Sence...Beni sevebilir mi?"

Eda biraz düşündükten sonra sorumu cevapladı.

"Sen...Çok şanslı bir kızsın Eylül, şans eseri ,aşık olduğun adamla evlendin ve bence bu bir işaret."

Şu son birkaç güne ve yaşadığım olaylara bakıyorum da...Hayalim gerçekleşmişti.

Üniversitenin başından beri ona aşıktım,koşulsuz...Ve sonsuz...

Şuan bakıyorum da hayatım bir film gibi....

"Haklısın."

***

"Eylül ,sence bu bana yakışır mı?"

Döndüm ve Eda'ya baktım. Mavi renkli elbiseyi üzerine tutmuş 'soru sorar' bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Güzel...Peki ben ne alacağım ? Sabahtan beri hiçbir şey bulamadım."

Üzgün bir ifadeyle söylediğim şey karşısında biraz düşündü.

"Engin bilgilerime dayanarak söylüyorum ki...Mert'i sana aşık edeceğim."

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin