Eylül'ün gözünden;
"Kızım, ne ayak bu Tuna Bey?! Hayır adam yakışıklı ve karizmatik. Sen tez kanarsın buna! Aşık falan da olayım deme haa!"
Gözlerimi devirip kısa saçlarımı düzelttim. Bu saatten sonra kimseyle sevgili olmak yada evlenmek istemiyordum. Tuna denilen adam ise umrumda bile değildi. Yakışıklı olabilirdi hatta ve hatta insanlar yemyeşil gözlerine baktığında ölüp ölüp dirilse de benim için fark etmezdi. Sanırım.
"Adam duyacak . Sessiz ol ve içeri git. Ozan'la tek başına kaldı zaten."
Tamam dercesine kafasını sallayıp kek tabağını aldı. Mutfaktan çıkmadan önce son kez bana bakıp göz kırptı ve önden salona doğru yürümeye başladı.
Elimdeki tepsiyi masaya koyup bende sandalyelerden birine oturdum.
Eda ve Ozan gittikten birkaç dakika sonra Tuna Bey de evden ayrıldı.
***
-BİR AY SONRA-
Mert'in gözünden;
Elimdeki gazeteyi sinirle bıraktım. Bu nasıl olabilirdi. Daha bir ay geçmişti! Masaya bıraktığım gazeteyi tekrardan elime alıp detaylıca okumaya başladım.
Bir ay öne Mert Başaran ile boşanan Eylül Alaca, yeni bir beraberlik yaşıyor. Yakınlarından gelen bir bilgiye göre Alaca Holding'in CEO'su Tuna Bilgin ile aşk yaşıyor. Daha önce birkaç kez objekliflere yakalanan çift, oldukça mutlu bir izlenim segiliyordu.
Sinirlerim iyice bozulmaya başlayınca telefonumu elime alıp Eylül'ün numarasına tıklayıp ara butonuna bastım.
Aradığınız numara bulunamamıştır.
Ne?! Arabamın anahtarını ve telefonumu masadan alıp evden çıktım. Arabanın kapısını açıp sürücü koltuğuna yerleştim ve Asistanlarımdan bitini aradım. Konuşmasına fırsat vermeden söyleyeceklerimi söyledim ve telefonu kapattım.
"Bana Eylül Alaca'nın ev adresini bul. Hemen!"
Arabayı çalıştırıp caddeye çıktım. Yaklaşık bir on dakika sonra telefon titreşti ve beklediğim mesaj geldi.
***
Arabadan inmedim ve kaldığı eve bakmaya başladım. Dördüncü katta oturduğunu öğrenmiştim. Arabanın kapısını açıp dışarı çıktım. Yavaş ve temkinli adımlarla apartmana ilerlerken sinirimin yerini mantık almıştı.
Neden buradayım?!
Kendime bu soruyu sormaya başladım. O parti gecesi onu aldatan ve Buse'yle yatan, boşanmaya gitmeyen ve arsız gibi avukatına bu işi halletmesini söyleyen kişi bendim. Eski hayatına dönen ve...
"Mert?!"
Eylül'ün sesini duymamla beklediğimi fark etmediğim yerden kafamı kaldırıp ona baktım. Yeni ona.
Saçları, hatırladığımın aksine oldukça kısalmıştı. Kendine güveni gelmiş gibi duruyordu ve kesinlikle mutluydu...
Yanına ilerlerken 'keşke onunla karşılaşmasaydım' diyordum. Keşke buraya gelmeseydim.
"Selam."
Karşılık olarak o da gülümsedi. Onu gülümserken fazla görmemiştim. En azından hiç dikkat etmemiştim ama şimdi bakıyorumda, gülerken oluşan minik gamzesi onu olduğundan daha fazla güzel gösteriyordu.
"Selam. Sen niye buradasın?!"
Benim de kendime sorduğum ve cevabını alamadığım soru da buydu aslında.
"Burdan geçiyordum da...Seni görünce tanıyamadım. Kusura bakma."
Kafasını salladı.
"Seni öyle dikilirken görünce fark ettim. "
"Numaranı değiştirmişsin."
Kafasını salladı.
"Evet. Öyle oldu."
İlerden gelen adam yanımıza geldi ve Eylül'e sarılıp yanağını öptü.
İçimde oluşan tuhaf kıskançlık duygusuna şaşırdım.
"Tuna bu Mert . Mert...Bu da...Sevgilim Tuna."
Sevgilim...
Memnun olmuşcasına gülümsedim. Oysa bu, o kadar duygusuzca bir gülümsemeydi ki...
***
Eylül'ün gözünden;
Son bir ayda o kadar fazla şey olmuştu ki. Tuna'yla sevgili olmamız, benim için yeni bir deneyim olsa da editörlük hayatım..
Gözlerim Eda'ya kaydı. Sinirleri o kadar bozuktu ki...Ozan'ın annesiyle tanışmaya gitmişti ve o kadar kötü geçmişti ki sabahtan beridir kadına sövüp duruyordu.
"Lanet olsun! Bana öyle bir bakışı vardı ki!!"
Gülümsedim ama aklım sabahki olaydaydı.
Mert'i görmüştüm. O kadar uzun zaman sonra bile hiç değişmemişti. Şu an sadece teni daha beyaz ve solgundu.
Onu görünce kalbimin sıkışması Tuna'ya karşı bir ihanet miydi?!
"Eda, Mert yarın benimle buluşmak istiyor."
Gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Gidecek misin?!"
Kafamı 'bilmiyorum' dercesine salladım.
***
"Beni niye çağırdın buraya?!"
Bu sessizliği sinirimi bozmaya başlamıştı doğrusu.
"Mutlu musun?"
Dedi, ani bir şekilde. Bir iki dakikalık şaşkınlığın ardından sorusunu cevapladım.
"Mutluyum..."