19.Bölüm

18.3K 582 14
                                    

İlker'in gözünden;

Saçmalık!

Tek kelimeyle 'SAÇMALIK'!

Hem mesai çıkışı arka kapıya gel diyor hem de ortalıklarda olmuyor ve ben onun gittiğini öğreniyorum.

Bu kadar sorumsuz bir kızın peşinden bir daha koşmam...

Güvenliğin söylediğine göre adı 'Şefika'ymış.

Bela kız Şefika...

Şefika'nın gözünden;

İşim bitince 'çalışan odası' diye adlandırılan kulis benzeri yere gittim. Önlüğümü çıkarıp askıya astığım anda telefonum çaldı.

Ceketimin cebinden telefonumu çıkardım ve arayan numaraya baktım.

Sedat,

Telefonu hemen açtım.

"Alo Sedat?!"

Telefonun ucundan bir 'iç çekiş' duydum.

"Şefika...Annen..."

"Lanet olsun n'oldu anneme cevap versene!!"

"Anneni hastaneye kaldırdılar."

Kalbim durmuştu sanki...Annem...

Gittikleri hastaneyi öğrenip hemen telefonu kapattım. Çantamı da alıp bardan çıktım.

***

Eylül'ün gözünden;

Mutluyum , tarif edemiyorum, seviyorum ve açıklayamıyorum.

Seviyor mu bilemiyorum...

Ama aşığım biliyorum.

Murat Amca 'nın lafından sonra hemen mutfaktan çıktım ve Mert'in odasına girdim.

Yorganı kenara itip pikenin içine girdim ce kollarımı Mert'e sardım.

Nasılsa uykusu derin ve benim yaptıklarımı göremiyor.

Heyecanımı bastırmaya çalışıyordum ama hiçbir işe yaramıyordu.

Yataktan 'tekrardan' kalktım ve telefonumu cebime koyup lavoboya gittim.

Telefonumu cebimden çıkardım ve Eda'nın telefon numarasını tuşladım ,üçüncü çalışta açıldı.

"Ne var?"

Verdiği cevaba bak be!

"Sesin neden uykulu? Amerika'da gece olamazki şuan, saat farkı falan?!"

Derin bir nefes alarak sorumu cevapladı.

"Amerika'da değilim gerizekalı! İstanbul'a geri döndüm ve uykum var!"

"Tamam dur kapatma sabah erkenden bize gel yani...Mertlere işte."

"Tamam tamam."

***

Sabah, erkenden uyandım ve yataktan kalktım. Hemen üzerimi giyinip aşağıya indim , Eda'nın gelmesini beklerken bir yandan da kahvaltıyı hazırlıyordum. Omleti de hazırlayıp sofraya koydum ve Mert'i uyandırmak için yukarı çıktım aslında Sema teyzeleri de uyandırıcaktım ama onlar sabah erkenden kalkıp gitmişler , neyse deyip kapıyı açtım . Mert'in hala uyuduğunu görünce yanına gittim.

Yere çömelip uyanması için konuşmaya başladım.

"Mert, hadi uyan kahvaltı hazır."

Tuhaf homurtular çıkararak uyandı.Ben de odadan çıkıp mutfağa geri döndüm.

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin