56.Bölüm

9.5K 316 10
                                    

"Benimle evlenir misin?"

--

Ortamdaki sessizlikten etkilenen sadece biz değildik. Genel olarak herkesin susup bizi izlemesine şaşırarak ve hatta en çok da utanarak baktım. Dikkat çekmekten hoşlanmıyordum ve bu kadarı benim için çok fazlaydı. "Soruma cevap bekliyorum desem seni zorlamış olmam öyle değil mi?" Hafifçe kıkırdadım. Teklifime yanıt alamamam komikti aslında. Ne bekleyerek böyle bir teklif yaptığımı dahi bilmiyordum ama insanın, içinden geçenleri ortaya sermesinden yana olmuşumdur her zaman. Ve sanırım biraz daha beklersem kök salacaktım.

"A-aslında bu teklifi benim yapmam gerekirdi... Her zaman ilk adımını senin atman haksızlık!"

Gözlerimi devirdim ve elimdeki metal parçayı uzattım. Sadece serçe parmağının ilk boğumuna kadar girmesiyle ikimizde kahkaha atmaya başladık. Tombik parmakları vardı.

"Şimdi de sana bir tane takalım."

Kenarda duran kola şişelerinden birini açtım ve metal parçasını Mert'e uzattım. "Tak bakalım." Elimden aldığı çakma yüzüğü serçe parmağıma geçirdi. Tamamen oturmasa bile ikinci boğumun yakınlarında bir yerlerde duruyordu.

Ben gülümseyerek yüzüklerimize bakarken arkadan barmen çocuğun sesi duyuldu.

"Şatlar benden."

Gülümseyerek bakıştık ve minik bardakları elimize aldıktan sonra kollarımızı birbirine kenetleyerek çaprazlama bir şekilde bardaklarımızda ki saf alkolü içtik.

Ben, suratımı limon felci geçirmişcesine buruştururken, onun bu halime kahkaha atarak karşılık verdiğini gördüm.

"Sizce bunu içmek bu kadar kolay mıydı Mert Bey? Dalga geçmenizi hiç hoş bulmadım valla!"

Çapraz gülümsemesini takındı.

"Vallahi bilemeyeceğim Eylül Hanım. Sizinle ilgili en küçük şeyde bile gülümsemek ve hatta kahkaha atmak istiyorum desem yalan söylemiş olmam öyle değil mi?"

Cevap vermeme fırsat bırakmadı.

Eğilip burnumun ucuna minicik bir öpücük kondurduğunda mest olmuşcasına mutluydum. "Seni seviyorum fare." Gözlerimi yumdum. Ben de seni seviyorum fil."

--

"Biz orada dans ederken nişanlandığınıza inanamıyorum Eylül! Ben senin nedimendim, bana nasıl haber vermezsin?" Elleri belinde karşımda dikilmiş olan çatık kaşlı arkadaşıma döndüm. Bu kızın miniklerini seven sayılı insandan biri olmalıydım heralde.

"Aslında bir anda oldu bile denebilir canım. Hiç aklımda yoktu, bir anda yapmam gerektiğibi hissettim ve yaptım."

Burnunu kıvırdı.

"Yüzüklerinizi beğendim, çok romantik. Lanet olsun ki, Ozan efendinin aklına hiç böyle şeyler gelmiyor. Kendisi sadece başıma dert açmakla ve derdimi ikiye katlamakla meşgul olduğu için..."

Sarı saçlarının altından bir cadının fışkırmasını beklemiyordum elbette. Ama bazı konuları da açmam gerektiğini fark edebiliyordum.

"Eda, kısa kesmek istiyorum... Hamile olduğunu biliyorum-sakın sözümü kesme! Sana, bana neler olduğunu anlatmanı istemiyorum. Sana kalmış bir şey ve ne zaman uygun görürsen o zaman anlatırsın ama... Söylemek istediğim bir şey var; 'İpleri eline al.'"

--

Kisa oldugu icin bir iki gune bir daha yb gelecek ama yorum yapin sksksksksk

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin