Eylül'ün gözünden;
Ben onun gözlerini ararken o ...Onun gözleri başkasına bakıyordu.
Kalbim,beynim,soluğum kesilmişti sanki ...
Çift dansı için sıra geldiğinde birlikte bahçenin ortasına geçtik , ona bakmamaya dikkat ediyordum çünkü bakarsam tüm sinirimin geçeceğini biliyordum .
Dansın sonlarına doğru o sesle birbirimizden ayrıldık.
"Eş değiştirelim mi?"
Onun burada olduğuna inanamıyordum , İlker 'i en son yıllar önce görmüştüm...
Dalgalı karamel rengi saçları , yeşil'in en harika tonundan gözleri , ve zamanında ona aşık olmama neden olan harika gamzeleri...
Nerede olsa tanırdım onu.
Ani bir refleksle boynuna atladım , O da büyük ellerini belime sararken hafifçe ondan ayrıldım.
"Burada ne işin var?"
Yarım ağız gülümsedikten sonra cevap verdi.
"Sen evlenirsin de gelmem mi ? Eee dans edecektik ."
Mert'e dönüp 'olur mu' der gibi baktı.
Mert, suratını bana çevirdi .Sinirden çenesi kasılmıştı . Kulağıma eğildi ve fısıldadı.
"Bu dallamayı nereden tanıdığını sonra konuşacağız."
Ona 'Mal mısın?' bakışı attıktank sonra İlker'e döndüm.
"Hiç değişmemişsin."
"Ama sen çok değişmişsin eskiden bu kadar güzel değildin . Gelecekte böyle olacağını bilseydim asla seni bırakıp Amerika'ya gitmezdim."
İçten kahkaha attım.
"Eee sen kaybettin."
Bu sırada Mert yanımızdan ayrılıp masaya gitti.
İlker'i o kadar çok özlemişim ki bunu konuşunca anladım.
Her zaman ki gibi şakacı biriydi. Ve yakışıklılığından hiç bir şey kaybetmemişti.
***
"Sonra da dediki 'fare' !"
Ben İlkerle konuşurken aniden Mert yanımıza geldi.
"Kimden bahsediyorsunuz siz?"
Hızlıca ona döndüm.
"Sen bizi mi dinliyorsun?"
Benim bu lafım üstüne şekilden şekle girdi.
"Ne alakası var siz fare dediniz ya ondan."
İlker benden önce davranıp,
"Bezelyemle konuşuyorum seni ne ilgilendirir."
Aslında İlker biraz abartmıştı ama bunu düğününde başka kadınlara bakmadan düşünecekti.
"Bezelye mi ? Ne biçim bir lakap bu?"
Mert , mal mal sırıtınca mırıldanarak konuştum.
"Küçük fareden iyi olduğu kesin."
"Seni duydum!"
Mert' e daha fazla bakmadan önüme döndüm.
Ama onun beni rahat bırakacağı yok gibiydi.
"Şu siktiğimin sandalyesinden kalk ve yanıma gel! Unuttun mu artık evliyiz ve ben senin kocan oluyorum!"
Aniden bağırdığı için yüzümü buruşturdum.
"'Zoraki' koca! Evliliğimizin kağıt üzerinde olduğunu unuttun galiba beyefendi!"
İlker' e zaten evlilik olayının gerçek nedenini anlatmıştım o yüzden yanında konuşmayı dert etmemiştim.
Mert , aniden kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.Gelinliğim çimen lekesi olurken İlker bize doğru geliyordu.
Ona 'sorun yok ,ben hallederim ' bakışı attıktan sonra Mert'in adımlarına ayak uydurdum.
Beni , bir odanın içine atıp kapıyı kilitledi.
Neden bu kadar saçma bir şey yaptığını düşünürken kapının arkasından sandalye sesleri geldi.
Kapının arkasında oturduğunu anladım.
Kısa bir süre sonra duvarlar üzerime gelmeye başladı.
Kapıya vurup bağırmaya başladım.
"Merttt aç artık kapıyı çok kötüyüm!!!"
"Olmaz! Yalan söyleme!"
"Valla bak yalan değil..."
Kalbim çok hızlı atmaya ve başım dönmeye başlamıştı.
***
Beynim iyice uyuşmuştu . Başım son kez dönerken,
Kapının arkasından İlker'in sesini duydum.
"Salak herif onun klostrofobisi var!"