38.Bölüm

15.2K 460 21
                                    

Eylül'ün gözünden;

Kafamı diz kapağımım üzerinden çekip eski odama baktım.

Eski evime, annemin yanına dönmemin tek nedeni oydu...

Suratımı cama çevirip pencereden dışarıyı izledim. Mavi bulutlar son bir haftanın acısını çekercesine ağlıyordu. Yağmur damlaları cama yapışıp kayarken aklım hâlâ o gecedeydi.

Beni aldattığı o gecede...

Mavi renkli parti evine girip odaları dolaşmaya başlamıştım. O vereceği sürprizi o kadar merak ediyordum ki merakıma yenik düşmüştüm. Amacım Mert'i bulup ona sormaktı...

Bakmadığım son kata çıkıp odaları dolaşmaya başladım.

Sema teyze eve girdiğini söylemişti.

Son iki oda kalınca merakım iyice tavan yapmıştı.

Odalardan birine girmeden önce kapıyı bir iki kere çaldım. Ses gelmeyince içeri girdim ve o manzara...Buse ve Mert'i...

Derin bir nefes alıp oturduğum yerde kıpırdandım. Bir hafta boyunca onsuz nasıl geçmişti böyle...Tek aşkım olmadan...

Depresyonda olduğumu düşünmek bile o kadar basit kalıyordu ki bu halim için. Uyku bile tutmuyordu...

Ve o, hiçbir şey yapmıyordu bir haftadır...

Kapının arkasından annemin sesini duyunca dikkatimi o yöne verdim.

"Eylül meleğim. Mahkeme için hazırlanmaya başla!"

Bir de bu vardı tabii. İki hafta dolunca gerçekleşecek olan boşanma merasimim.

"Tamam."

***

Mahkeme salonuna çağırılmak için koridorda bekliyorduk. Mert, gelmemişti ve yerine avukatını yollamıştı. Bu her ne kadar sinirimi bozsada beni böyle bitik görmesini istemiyordum.

Belki ben de hayatıma onun gibi devam ederdim. Yeni bir işte çalışmaya başlardım ve onu unuturdum.

Sessizliği bozan kişi, içeriden gelen ismimizdi. Eylül Başaran. Boşandıktan sonra tekrardan eski soyismime kavuşacaktım. Artık daha güçlü bir Eylül Alaca olacaktı.

İçeriye adımımı atınca, mahkemenin ciddi havasını, savcıların duygusuz bakışlarını fark ettim.

Buse ve Mert o gece beni aldatmasaydı bunların hiçbiri gerçekleşmeyecekti..

***

"Hadi kızım yürü. Evimize gidelim."

Kafamı sallayıp anneme ayak uydurdum. Kapıyı açmamla suratımda patlayan flaşlara engel olamadım. Gazeteciler.

Tek celsede boşandılar.

Yeni haber manşetlerini şimdiden tahmin edebiliyordum. Yanımda üzgün ve her an ağlayacakmış gibi duran Eda ve İlker'e baktım.

Beni, böyle kötü bir günde yalnız bırakmadıkları için hepsine minnettardım.

Ama Mert, gelmeye bile tenezzül etmedi.

Lanet olasıca iç sesimi susturdum. Gelmemesi daha iyi...

***

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin