23.Bölüm

16.3K 519 13
                                    

İlker'in gözünden;

Neden gelmemişti ki sanki? Oysa söz vermişti.Peki ya ben neden hâlâ onu düşünüyorum ki?! Sorumsuz kızın teki! Aaaa!!! Ellerimi saçlarıma götürdüm ve çekiştirmeye başladım.Oturduğum yerden kalktım ve ceketimi üzerime giydim.

Lanet olsun!

Yine sen kazandın bela kız!

***

Sardalya'nın boğucu atmosferi altında ne yaptığımla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Gözlerim onu ararken sinirlenmeye başlıyordum.Hâlâ onu düşündüğüm için kendime...Önümden geçen bir garsonu kolundan tutup kendime çevirdim.

"Heyy bakar mısın? Umm Şefika'nın nerede olduğunu biliyor musun?"

Tek kaşını kaldırıp yüzümü incelemeye başladı.

"Şefika'yı n'apıcaksın?"

Haklıydı.Onu bulup ne yapacaktım ki sanki? Neden gelmediğini mi soracaktım?!

"Ben arkadaşıyım da kaç gündür gelmeyince merak ettim."

Doğru söyleyip söylemediğimi ölçüyor gibiydi.

"Annesi rahatsızlanınca hastaneye kaldırmışlar o yüzden patron ona izin verdi."

Kafamı olumlu anlamda salladım.Demekki geçen gün gelmemesinin nedeni de buymuş...

"Hangi hastane?"

***

Hastanenin adresini öğrenince arabama atlayıp gitmek için gaza bastım. Hâlâ gelemediğim için direksiyonu yumruklamaya başladım.

"Lanet olsun hadi!"

Bağırışlarımla arabaların camlarından kafalarını uzatan insanlara sinirle baktım.

"İşinize bakın!!"

Lanet meraklılar önlerine döndüğünde rahat bir nefes aldım.Sonunda hastaneye geldiğimde hızlıca arabadan indim ve hastanenin yanındaki çiçekçiden bir demet ismini bilmediğim mavi renkteki çiçeklerden aldım.Adama parasını ödeyip hastaneye girdim.Resepsiyona gidip görevliden zor olsa da oda numarasını alıp asansöre bindim.

Asansörün kapısı açılınca hızlıca 312 yazan odayı buldum ve kapısını tıklatıp içeri girdim o sıra koltukların birinde oturmuş uyuyan belamı gördüm. Yorgunluktan gözlerinin altı morarmıştı ve uzun saçları birbirine girmişti ama bu hali bile beni etkilemeye yetiyordu...Kapının kapanma sesiyle gözlerini açıp etrafa uykulu gözlerle bakmaya başladı sonra ... Gözlerimiz buluştu...

Dudaklarından bir kelime döküldü.

"Sen..."

***

Eylül'ün gözünden;

Allah'ım lütfen ona aşık olduğumu anlamasın lütfen...Eğer anlarsa bu ilişkimiz biter,aramızdaki yakınlaşmaların hepsi...

"Demek öyle ha aşk doktoru?"

Seslice yutkundum ve başımı dikleştirdim.

"Evet . Bence aşk bu anlama geliyor."

Gözlerimin içine baktı samimi bir şekilde gülümsedi.

"Senin aşık olduğun adam yaşadı desene."

Hafifçe tebessüm ettim.

"Umarım..."

Oturduğumuz yerden kalktım ve yerken üzerime düşen patlamış mısırları toplayıp tepsiye koydum.

"Tamam, yeter bu kadar sohbet kalk bakalım."

Oturduğu yerden kalkıp karşımda durdu ve elimi büyük avuçlarının içine aldı.

Kalbim sıkışmaya başlayınca derin bir nefes aldım ve gözlerinin içine baktım.

"Senin bu aşkı bulmana yardım.edeceğim ve bu saçma evlilik meselesini erkenden bitirmek için çözüm yolları aramaya başlayacağım."

Gözlerimden hüzünlü bir gülümseme geçtiğine yemin edebilirdim peki ya içim, o şuan depremini yaşıyordu...

***

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin