Eylül ve Mert , alışveriş merkezine giderken Eylül, Mert'i izliyordu.
Mert, Eylül'e döndü ve ;
"Bileğin nasıl oldu?"
Diye sordu. Eylül'ün acısı saatler önce dinmişti .Onun kucağında , onun gözlerine bakarken...
"Daha iyi."
Diyebildi sadece . Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki...
Alışveriş merkezine geldiklerinde , Mert , Eylül'ün kapısını açmak için indi.
Eylül, şaşkınlıkla ona bakarken o, kulağına eğildi ve fısıldadı.
"Kapının önünde gazeteciler var ."
Eylül , biraz hayal kırıklığına uğrasada fazla belli etmeden arabadan indi.
Bu oyunu devam ettirmeye karar verip kolunu onun koluna sardı.
Mert, dönüp ters ters bakınca Eylül açıklama yapma gereği duydu.
"Hala ayağım acıyor."
Dönen kapının önüne gelirken aniden bir erkek gazeteci önlerini kesti . Bu ani hareketin karşısında Eylül ,dengesini kaybetti ve yere düştü.
Kolu, mert'in koluna sarılı olduğu için ikisi de yeri boyladı.
Eylül'ün gözünden;
Yere düştüğüm anda o da üzerime düştü.
Belki başka türlü olsa bu kadr umursamazdım ama...
Dudaklarımız ani bir refleksle birbirini buldu.
Tabiki kimse karşılık vermiyordu.
Hemen onu üzerimden ittim ve ayağa kalktım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun ?"
Belki de fazla tepki vermiştim ve isteyerek yapmamıştı ama bunun böyle olmasını istememiştim...
Bana 'kameralar var' bakışını attı ve içeriye soktu.
Kapıdan girdikten sonra kolumu ondan kurtardım ve içimden geçen tek şeyi söyledim.
"Bunu bir daha sakın yapma!"
Sonra ona bakmadım ve önden yürümeye başladım . Yaklaşık on - onbeş dakika sonra yanıma hızlı adımlarla geldi . Elinde kese kağıdı vardı .
Bana uzattı.
"Jelibon yer misin?"
Birden yüzde büyük bir gülümseme oluştu.
"Ver şunu !"
Elinden kapıp içine baktım . Böğürtlen şekilli olanlardan bulunca hemen bir tane aldım.
"Bunlara bayılıyorum tatları boncuk gibi ."
Bana ' şu erkeklere özgü ' yan gülümsemesini atıp sırıttı.
Sinirim geçtiği için ona döndüm.
"İlk olarak ne alıcaz?"
-"lbise alalım istersen ."
Dediğinde kafa salladım. Kıyafet mağazalarından birine girdik . Ben raflara ve askılara bakarken o da puflardan birine oturmuş gòrevli kadınlardan biriyle konuşuyordu.
Lanet olsun kız çok güzel !
Mavi bir kıyafeti alıp yanına gittim ve jelibonu uzattım .
"Sakın yeme!"
Uyarımı da yapıp kabine girdim. Asıl şoku çıktığımda yaşadım.
Benim . Jelibonum . Kızın . Elinde !!
Gittim ve jelibonu kızın elinden çektim.
O sinirle kapıdan dışarı çıktım.
"Hanım efendi kıyafet!"
Görevli kadın bütün havamın içine sıçmıştı.
Mecbur geri döndüm.