Eylül'ün gözünden;
Kalbim sanki şu son bir ayda iflas etmişcesine çarpıyordu. O kadar çok şey olmuştu ki...Sevdiğim adamla evlenmem ve aynı zamanda, sevdiğim adamdan boşanmam...
Aşk bir dengesizlik işi...
Ağlamaktan şişen ve kızaran göz altlarıma kapatıcıyı sürdüm. Krem yüzünden suratım parlıyordu ama yine de buna değiyordu doğrusu.
İnsanların içine bu halde çıkamazdım.
Mimarlık okumama rağmen hiç sevememiştim bu mesleği. Eda bu bölùme gidecek diye ben de bunu seçmiştim. Ama şimdi düşünüyorum da keşke sevdiğim bir şey okusaymışım.
Çantamı omzuma, çaprazlama bir şekilde asıp evden çıktım.
Cebimden çıkardığım kağıda baktım. 'Mutlu olmak için' ismini verdiğim bir başlığı vardı. Yazdığım seçenekleri okumaya başladım.
1) Kendine özel bir ev tut.
2) Artık kimseyi önemseme.
3) Hayır demeyi öğren.
4) Kendine özen göster.
5) Yayınevlerini dolaş ve kendine uygun bir editörlük bölümünde çalışmaya başla.
Listemi baştan sona okuduktan sonra derin bir nefes aldım ve en yakındaki emlakçıya doğru yürümeye başladım.
***
"Garip gelebilir ama en yakın ne zaman taşınabilirim?"
Suratıma garip garip bakan emlakçı, biraz düşündükten sonra cevap verdi.
"Yarın eşyalarınızı getirmeye başlayın isterseniz. Dairenin sahibi bir üst katta oturuyor zaten. Sorun olacağını sanmıyorum."
Kafamı sallayıp emlakçıdan çıktım ve listemi çıkardım. İlk maddeye tik işareti attım ve listemi tekrardan cebime koydum.
Eda'nın önerdiği bi yayınevine gitmek için caddeyi geçerken biraz bekleyip yolun kenarındaki minik bir büfeden su almak için durdum.
Suyu, mini buz dolabından çıkarıp parasını öderken gazetelere bakmaya başladım. Son bir haftadır her gazetede bulunan mahkeme haberi sonunda kalkmıştı.
Mert'in her zamanki sülietini görünce gazetedeki haberi okumaya başladım.
Daha boşanalı bir hafta olan Mert Başaran ve Eylük Alaca çifti arasında hiçbir iletişim geçmiyor. Mert Başaran, yanındaki sarışın kadınla görüntülendi.
Derin bir nefes alıp gazeteyi bıraktım ve yayınevine doğru yürümeye başladım.
Telefonumu cebimden çıkarıp ev telefonunu tuşladım. Hizmetlilerden biri açınca konuşmaya başladım.
"Meltem teyze benim eşyalarımı kolilemeye başlar mısınız?"
Telefonun diğer ucundan hüzünlü bir ses geldi.
"Bu kadar erken mi taşınıyorsun kızım?"
"Evet. Böyle gerekti de...Bir de Mertlerin evinden gelen yeni kıyafetleri lütfen koyma."
"Peki peki."
***
Hayat, benim için daha yeni başlıyor.