26.Bölüm

15.7K 505 5
                                    

Eylül'ün gözünden;

Elimi ağzıma götürüp kapattım.

"Yeter artık mantar yemek falan istemiyorum .Filme odaklan hem sen bak şimdi Paris n'apıcak."

Mantarlardan ayıklanmış pizza dilimini ağzına tıkıp çiğnemeye başladı.Yemeğini yerken gamzeleri ortaya çıkıyordu.

"Ben bu filmi izledim."

Suratımı buruşturdum.

"Ne var yani? Ben de izledim."

Omzunu silkti ve eline aldığı yeni dilimini ısırmadan önce mantarlarını ayıkladı.

"İstemediğine emin misin?"

Kafamı salladım.

"Kesinlikle!"

***

"Eylül neden ağlıyorsun? İstemeden bir şey mi yaptım?"

Kafamı sağa sola salladım.Bir yandan hıçkırıklarım kesilsin diye uğraşırken diğer yandan da burnumu içime çekiyordum.

"Ha-hayır i-iyiyim. "

Kumandayı alıp televizyonu kapattı.

"Film için mi ağladın? Truva izlerken ağlayanı da ilk defa görüyorum."

Burnumu içime çektim.

"Sen duygudan ne anlarsın be! Hödük."

Son kelimeyi mırıldanarak söylemiştim.

"Emin olabilirsin ben duygudan iyi anlarım tatlım."

Kendinden emin konuşmaları bile sinirimi bozmaya yetiyordu.Duygudan iyi anladığı falan da yoktu bu herifin !

"Hadi ya hangi duygularmış bakalım bunlar?"

Bunu alaycı bir tınıyla söylemeye çalışmıştım ama pek de bir işe yaramamıştı.

"Mesela...Bir kızın benim hakkımdaki düşüncelerini çok kolay anlayabilirim."

Seslice bir kahkaha attım.

"Hadi ya neymiş bakalım o düşünceler?"

"Örneğin her kız benden hoşlanır."

Tek kaşımı kaldırdım.

"Her kız öyle mi?"

"Evet."

Bunu o kadar rahat söylemişti ki egosu sinirlerimi bozmuştu.

"Örneğin neyini severler senin?"

"Bi kere yakışıklıyım, zenginim, zekiyim daha sayayım mı ?"

Kafamı sağa sola salladım.

"Benim için yeterli oldu ama şunu bilki ben seni sevmiyorum."

Yalan! Senelerdir sadece seni seviyorum...

***

Eda'nın gözünden;

Ozan'a şaşkınlıkla bakıyordum.Burada ne işi vardı bunun? Ve elinde kocaman bir çikolata paketiyle.

Yarım ağız gülümseyip kısa traşlı saçlarını kaşıdı.

"Arabana çarptığım için özür dilemek istedim ve ..."

"Tamam gir içeri ."

Sert tavrıma bozulmasını beklerken o, sanki iltifat etmişim gibi sırıtmasını genişletti.

"Ne sırıtıyosun ya pişmiş kelle gibi?!"

Kaşlarıyla üzerimi işaret etti.

"Pijamaların çok hoş."

Bir andan aklıma dank etti. Hello Kitty'li pijamalarım...

Elinden çikolata paketini aldım ve kapıyı suratına kapattım.

"Çikolatalar da bana kaldı !!!"

Kapının arkasından gür kahkahasını duydum.

"Belli ki senin peşinden çok koşacağım."

Ha şunu bileydin...

Zoraki AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin