Ürkek ceylan misali tüm etrafını kolaçan ederek adımlıyordu o belirsiz yollarda. Sanki bir ağacın arkasından herhangi canlının çıkarak ona zarar vereceğini düşünüyordu. Artık kulağına farklı uğultular gelmeye başlamıştı. Kalbi deli gibi atmasına rağmen adımladı. Bedeninin yaprak misali titremesini umursamayarak kulak ardına verdi.
Belki yanlış duymuştur?
Fakat birden özellikle bir ağacın arkasından gelen sesler onu olduğundan daha çok korkutmaya başlamıştı.
" Sadece zararsız bir hayvan Jazmyn, sakinleş. "
Kendisini bu şekilde rahatlatmaya çalışıyor olabilirdi. Aşırı sesli olan düşüncelerini sakinliğe kendi elleriyle boğma yöntemiydi bu.
Ne yazık ki, yanılmıştı.
" Hey! "
Yanıldığını gösteren elametse bu uzun ve yaşlı ağacın arkasından sendeleyerek elindeki içki şişesiyle çıkan adamdı. Üzerindeki kirli kıyafetler onun evsiz gibi görünmesini sağlıyordu.
" Güzellik, bu saatte ormanda ne işin var? Burası çok tehlikeli. "
Neredeyse ondan çok az yaş büyük olan gencten çıkan boğuk ses tonu bir kaç adım geriye adımlamasına sebep olmuştu. Ağzından çıkan kirli kelimelerse buradan aniden kaybolmak istemesine yol açıyordu. Fakat Jazmyn, halen sakinliğini korumaya devam ediyordu.
" Yoksa kayboldun mu? Gel biz sana yolu gösterelim. "
Ağacın arkasından az öncekine nazaran daha ayık kafalı olan başka genç çıktığı zaman artık geriye doğru atılan adımları hızlanmıştı. Deli gibi atan kalbi kendisini ele verecek gibiydi.
" G-Gidin b-buradan. "
Yavaş çıkan ses tonu neredeyse üzerine doğru gelmekte olan iki gencin kulağına varmamıştı. Ağzılarını yaya yaya kendi aralarında konuşmaya devam ediyordular.
" Hadi halledelim Kyung. "
Gençlerden biri daha yüksek sesle nerdeyse tükürerek söyledi ve hızlı adımlarla Jazmyn'in üzerine gelmeye başladı. Seri adımlar atarak kıza yiyecek gözüyle bakıyor, yüzündeki iğrenç gülümsemeyle Jazmyn'in boğulmak istemesine yol açıyordu. Ama o halen direnerek uzağa kaçmaya, ortamdan kenarlaşmayı dilemekteydi.
" H-Hayır, hayır. "
Kız fısıldayarak başara bildiğinden daha hızlı bir şekilde arkaya doğru gitmeye başlamıştı ki, bedeninin değdiği sert şeyle yerindece dondu kaldı. Artık arkasındakinin onun yolunun sonunu getiren ağaç olduğunu düşünerek gözlerini kapattı ve usulunca gözyaşlarını akıtmaya başladı.
Sonu gelmişti.
Ağlamasının şiddetinden omuzları titriyor, korkudan hızlı hızlı nefes almaya başlıyordu.
" Ağlama. "
Arkasındaki ağactan çıkan sert ses tonuyla kapattığı gözlerini şaşkınlıkla açtı. O konuşuyor muydu?
" Sakinleş. "
Az önce yaşadığı şokla o soğuk ses tonunu ayırt edememişti. Fakat şimdi anladığından arkasını döndü. Döner dönmez Jimin, kızın üzerinin çamura bulandığını umursamadan ona sıkıca sarılmıştı.
Bu ona ilk sarılışıydı.
Hayallerinden bile daha güzel, renkli ve sıcacıktı. Kızın atan kalbini bedeninin hissetmesinden daha yüce hangi duygu olabilirdi? Buyüzden öylece onun gözyaşlarını silmeye başladı. O gözlerden yaşlar akmasına hiç kıyamıyordu bu yüzden titreyen elleriyle teker teker hepsini sildi. Ardındansa sert bakışlarını karşısında ona şaşkınlıkla bakmakta olan gençlerle buluşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯ Sadece son ☯
Fanfiction" Ruhunu karanlık gecelerin o çıkılmaz hapisanelerinden özgürlüğüne kavuşturan ben, neden sana ışığı armağan edemiyorum? " " Belkide... Belkide ışık sen olduğundandır. " ...