☯ 64 ☯

236 38 19
                                    

Yağmur yağıyordu. Dünyadaki yaşantını umursamadan yağıyordu. Yere nasıl düşüşünü görmeden damlalar toprağa karışıyordu.

Jazmyn dikkatlice baktı.

Küçük çocuklar ellerini açarak yağmurun altında dört dönüyor, gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Uzaktan onları azarlayarak yanlarına doğru irelleyen ebeveynlerini bile dikkat merkezlerine almıyordular. Sadece ve sadece gökyüzünden yağan temiz su damlacıkları vardı onlar için.

Düşünmeden edemedi ki, benim için ne var bu bitmişlikleri ifade eden dünyada?

Sokağın diğer başında kafeden yeni çıkan iki sevgili gülerek irelliyordular. Kız mutluluk saçan tebessümüyle sanki gencin içini ısıtıyordu. Gencse ceketini çıkararak ıslanmamaları için ikisinin de üstüne tutmuştu. Aynı şekilde gülümsüyordu o da. Etrafındakileri umursamadan ellerini bir birine kenetleyerek yağmurun yağmasına rağmen aralarında gülüşüyordular. Sadece ve sadece bir birileri vardı onlar için.

Neden Jazmyn Jimin'le böyle küçük ama tatlı anılar biriktirememişti ki? Niye herşey bu kadar erken olmuştu ki?

Zamanı vardı.

Umudu vardı.

Güveni vardı.

En önemlisi... Sevgisi vardı.

Yetmez miydi yeni anılar için bunlar? Siyahına kavuşmak için beyaza neler gerekiyordu?

Zamanı vardı... Çünki Jimin'in yaşama ihtimali kalbinde yeşermişti.

Umudu vardı... Sevdiğiyle yeni anılar biriktirmek için umudu vardı. Aşk kitabının sayfalarını siyah beyazla donatmak için içinde parlayan ateş vardı. Çünki sönmez çırağı kendinden vazgeçmek üzereyken tekrardan alevlenmişti.

Elini boynundaki kolyelere götürerek diğer yarısını yakında Jimin'in takacağını umut etdi.

Güveni vardı... Ne kadar bu son günlerde bitmişlik sendromuna girse bile siyahının onu bırakmayacağına inamı artmıştı. Siyahına güveniyordu, kitaplarının sayfasını yarıda bırakmayacağını biliyordu artık.

Sevgisi vardı... Kalbinin bedenine bağlı olduğu gibi, yıldızların kainata tutulduğu gibi beyazla siyahın arasında da öyle tutum vardı. Jazmyn'in Jimin'e karşı tehlikeli aşkı vardı. Ateş ve su gibiydiler. Ateş aşkından alev alev yanırken, su durgunluluğuyla saf şekilde kalbinden akıyordu. Ama sorunda buydu işte. İnsanlara göre ateşle su yan yana gele bilmezler, tıpkı siyah ve beyaz gibi.

Jazmyn çocukken inandığı efsaneni hatırladı. İnsanlar yarandıkları zaman serçe parmaklarına bağlanmış görünmez ipler varmış deyilenlere göre...

Bu ipin bir ucu kişinin kendine, diğeriyse öteki yarısının serçe parmağına bağlanırmış ve her ne olursa olsun insanlar diğer yarılarını böylelikle bulurlar.

Çünki gözler o incecik ipi görmese bile kalp hisseder.

Jazmyn en azından mutluydu ki hayatının en güzel meyvesini, en tatlı anılarını diğer yarısıyla biriktire bilmişti.

Jimin... Jazmyn'in siyahı, kainatı...

" Jazmyn! "

Duyduğu sesle irkilerek kolunu arabanın camının kenarından çekti.

" Kaç dakikadır sana sesleniyorum, daldın gittin. Merak etme, o eminim ki yaşıyordur. Hem daha başımıza türlü türlü belalar açmadan nereye gider o Park? "

Cherry Namjoon'un yanında, ön koltukta oturarak arkadaki Jazmyn'e doğru seslenmişti. Tek amacı onu sakinleştirmekti.

" Ben iyiyim Cherry ve gayet de sakinim. "

☯ Sadece son ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin