☯ 60 ☯

261 36 13
                                    

Dünyadan soğutlanmış, nefes almak dışında hiç bir şey yapmayan, tek mimiğini bile oynatmayan Jimin, onu geçen her saniye daha da endişelendiriyordu. Hastaneye zor kuvvet uygulayarak götürdüğü gencin yarası sarılmış, dikiş atılmıştı. Oysa kanın durduğunu gördüğü an direnmeyi bırakarak sadece donmuştu.

Jungkook onun yakınında olan ya da kendi deyimiyle, arkasından köpek gibi koşan Namjoon'u aramak istese bile anında bu fikrinden vazgeçmişti. Jimin'i bu halde ona veremezdi. Belkide o ve hırsı yüzünden bu haldeydi?

Fakat anlamadığı nokta şundan ibaretiydi ki Namjoon onu korumuştu. Namjoon belli etmese sevdiği kişi, hatta tek ailesi bile Jimin'di. O sadece güvenmişti. Güvenmemesi gereken kişiye güvenerek arkadaşını bu hale sokmuştu. Herkes arkasını döndüğü bir zamanda o yanında olmuş, hastalığını atlatması için elinden geleni yapmıştı.

Hastalık. Artık baş kaldıran eski ama bir o kadarda yeni problemdi.

Şehir dışında kiraladığı ortamda yalnız kalan evlerden biri olan dairesine girmek için Jimin'i bekledi ama o arkasında durarak daireye girmiyor sadece bakıyordu. Sanki dışarıdan bakarak bir şeyleri yerine oturtmaya çalışıyordu.

" Gel hyung. "

Elini uzatarak tereddütde kalmasına izin vermeden onu eve kendi deyimiyle davet etmişti. Asıl olansa, hiç bir şeyi hatırlamayarak donan Jimin'i iyi hissettirmekti.

Jimin ona uzatılan ele bakarak derin düşüncelere daldı. Burası neresiydi? Karşısındaki genç kimdi?

Seni cennetinden alı koyan o! Sakın ola ona güvenme...

Güvenme.

Belkide yapa bilirdi.

Elini es geçerek evin içine adımlayan Jimin aydınlatılmamış odanın karanlığından zevk aldı. Fakat ardından ışığı açan Jungkook, onun gözlerini kapatmasına sebep olmuştu.

Karanlık güzeldi, acıtmıyordu.

" Hyung, sen geç salonda otur ben kahve yapıp gelecem. İstediğin bir şey var mı? "

Jungkook karşılığını duymasını umut ederek böyle bir soru sormuştu ama aldığı cevap onu dinlemeden, buradan bile gözüken salona irelleyen Jimin oldu.

Derin nefes alarak kendini cesaretlendirdi. Yapa bilirdi. Güçlü olarak arkadaşını battığı zehir dolu okyanusun dibiden daha fazla zarar görmeden kurtara bilirdi.

Mutfağa giderek arkadaşının eskiden en sevdiği kahvelerden biri olan Americano'nu yaptı ve kahvelerden yayılan muhteşem kokuyla beraber salona irelledi.

Salona girdiyi zaman Jimin'i her zaman kendisiyle beraber taşıdığı fotoğraflarla dolu çerçiveleri izleyerken yakaladı. Hiç bir şeyi umursamayarak yoğun bakışlarını onlara yönlendiren Jimin, Jungkook'un varlığından sanki haberdar değildi.

" Bu kim? "

Belkide haberdardı.

Jungkook fotoğrafa yaklaşarak gösterdiği ve derince odakladığı kişiye baktı. Onu tanımamış mıydı?

" Taehyung... S...sen onu hatırlanıyor musun? "

Jungkook'un titreyen sesini bile umursamayan Jimin, sorusuna da aynı tepkini göstererek duvarın yakınlığından uzaklaştı ve oradaki koltuğa oturdu.

Jungkook hastalığını aklında kendine tekrar ettikten sonra kahveni ona uzattı. Jiminse bir kahveye bir de ona uzatılan ele değişik bakışlar atmaya başladı.

☯ Sadece son ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin