Medyayla okumanızı tavsiye ederim♥
***********************************************
Gece olan dışarısıydı ama karanlık olan bu rütubete boğulmuş deponun içerisiydi. Heyecanın kendini hüzüne ve pişmanlığa bıraktığı bir zamanda buradaki herkesin ruhu çekilmiş gibiydi. Geriye kalansa gözleri bile üzüntünün karanlık rengine boğulan kişilerdi.
" Hyu..hyung... "
Jimin'in göz yaşları küçüğün gülümseyen yüzünü ıslatıyordu. Boğazı kurumuş Jungkooksa son kez buğulanmış gözleriyle hyunguyla konuşmak istiyordu.
" Söyle küçüğüm... "
Daha da sesli ağlamaya başlayan Jimin için etrafında hiçbir şey yoktu. Ne polislerin arabaya indirerek uzaklaştırdıkları Jack, ne depoya girir girmez gördüğünün şokunu yaşayarak donup kalan Cherry, ne de yanı başında ağlayan Namjoon.
Mevsime savrularak dökülen taç yaprakları
Kendini yalnız ve üzgün hisseden genç için
Jazmynse Jungkook'un başı sert zemine değmesin diye kendi dizine koymuş ve parlak kahverengi saçlarını ağlayarak okşamaya başlamıştı.
" B..beni a..aff..affede...bilecek misin? "
Yutkunarak tüm acısına rağmen konuşmaya çalışıyordu.
Jimin deli gibi titriyordu. Çünki kaldıramazdı.
Yıldızları çekip giden kederli gökyüzü
Yağmur olup ağlıyor sadece
Onun için değerli olan kişilerden birinin kayıbına daha dayanamazdı. Fakat anlamak için o kadar da zeki olmaya gerek yoktu. Silah karın kafesine isabet etmişti ve tamı tamına ölümden dönmek için o insanların on beş dakikası vardı. Geriye Jungkook için on bir dakika kalıyordu. Ama hala ambulans yetişe bilmiş değildi.
Doğru, anlamak kolaydı peki kabullenmek?
" Seni ba...başından beri affetmiştim zaten Jungkook... Böyle konuşma. "
Jimin sarsılarak ağlıyor ve eliyle Jungkook'un yarasının üstünü kapatarak onu, güzel yüzünü doya doya inceliyordu. Kırmızı gözleri, öne çıkık dişleri ve yüzündeki solmaz gülümsemeyle bile insanın içini ısıta bilirdi.
" Senin yerine o kurşun bana değmeliydi Jungkook, şu an yerde ben yatıyor olmalıydım. Niye yaptın bunu? Bu...bu daha da acıtıyor. "
Çiçekler gibi açan kalbimi rüzgara verip
Gönder uzaklara...
Haklıydı Jimin. Jungkook'u yaralı görmek o halde olmaktan daha acı vericiydi.
" O...onu göreceğim...
Jungkook onun kurduğu cümleni dikkat merkezine almamıştı bile. Gülümseyerek deponun tavanına bakarak cümlesini kurmuştu. Fakat kan öksürmesiyle cümlesini tam tamamlayamamıştı. Yeniden kanlı dudaklarını aralamıştı.
... Beni özlemiştir... "
Jazmyn'in şeffaf gözyaşlarının akmaması için durdurmasının her seferinde yeniden damla damla zemine dökülüyordu. Değer verdiği birisini daha kaybediyordu ve bu ona yıllar önce annesinin gözlerini yumduğu seferi hatırlatıyordu.
" Ha...hayır küçüğüm, sen gitmiyorsun ki? O seni görmek için biraz daha beklemeli. "
Jimin hiç durmayan göz yaşlarıyla itiraz etmeye başlamıştı. Başını sallayarak hem anına lanet ediyor, hem de itirazını bildiriyordu. Jungkooksa Taehyung'un yanına gitmekten bahsediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯ Sadece son ☯
Fanfic" Ruhunu karanlık gecelerin o çıkılmaz hapisanelerinden özgürlüğüne kavuşturan ben, neden sana ışığı armağan edemiyorum? " " Belkide... Belkide ışık sen olduğundandır. " ...