Birinci gün...
Seul benim gözümde çok güzel bir yer Jimin biliyor musun? Burası bana ilk karşılaştığımız anı hatırlatıyor. Seni görür görmez gözlerinde gördüğüm duyguları hatırlatıyor. Hayatımda göremediğim soğukluklara ilk kez ben o irislerde baktım.
Üşüyeceğimi sanarak.
Isınacağımdan bihaber yaşayarak.
Seni yaşlı birisi sandığım ve ego yığını olduğunu düşündüğüm için özür dilerim. Sen herşeyin en iyisinin beden bulmuş halisin.
Biliyor musun... Cherry seni aşabileceğimi söyleyip duruyor. Ama böyle bir günlük tutduğumdan kendisi bihaber.
O gün delice ağladığım zamanın sabahı iki haftalık terapi gördüm. Sadece ve sadece Cherry'ni kırmamak için gitdiğim terapist saçmalayıp duruyor.
Siyahımı unutmamı benden beklemesi bile saçmalık.
Doktorun verdiği iğrenç ilaçların tadını bir türlü geçiremiyorum.
Oysa ben sadece dudaklarının tadını özlerken...
Bedenimin her zerresi seni bu kadar seviyorken nasıl olacakta onlara muhteşemliğini unuttura bileceğim? Kalbime nasıl her atışında senin ismini anmamasını söyleyeceğim?
Sana söyleyecek zamanım bile olmadı sevgilim.
Sevgilim...
Ne kadar da güzel sesleniyor. Ama ben bunu senin yüzüne karşı doya doya demeği istiyordum.
Ben çalışıyorum biliyormusun? Tabiki bilemezdin çünki söyleye bilecek zamanı birtürlü bulamamıştım. Kim Kwang'ın attığı derin ve bir baba gibi şevkatli bakışlarını pas geçersek o kadar da kötü değildi.
Neredeyse bir ay öncesinde yüzüne söyleye bileceğim şeyleri şimdi bu satırlara dökmek ne kadar zor biliyor musun?
Sensiz geçen iki hafta... iki gün... iki saniye...
Kusura bakma çok geç yazıyorum artık üç, dört olmak üzere o saniyeler. Gözyaşlarım nedense daha hızlı yaza bilmeme engel oluyor. Amaçları ne ki?
Onlar döküldüğü zaman sen geri gelecek misin? Hm siyahım?
Namjoon'dan Busandan taşındığımızdan beri haber alamıyorum sence iyi midir?
Bizi terk ettiğin haberin manşete sızmış. Biz o gün deli gibi ağlarken millet bunu haber yapmış. Kalbim sanki yanıyor Jimin...
Peki bu ateşi söndürecek su nerede?
Baban... Onunla aynı terapiste gidiyormuşuz ama hala pek haberler yok. Terapist çok saçmalıyor sevgilim, sence babana da aynısını yapıyormudur?
Senin bıçaklandığın gün onu o soğuk hastane duvarlarının üstüme geldiği bir zamanda görmüştüm. Fakat şimdi ona destek bile olmak istiyorum. Sence yapmalımıyım?
Bize verilen yeni ev eskisinden daha güzel olabilir ama içi hiç sıcak değil. Her eve girdiğim zaman içerisinin soğuk olduğunu söylememe rağmen Cherry daha da endişeleniyor çünki evin içinin çok sıcak olduğunu söyleyip duruyor. Ama beni anlamıyor ki...
Evdeki enerji aynı kutuplardaki buzlar gibi soğuk. Kalbim kendi başına deliler gibi atsa bile bu sıcaklığı sağlamıyor. Odama girdiğim zaman sen kokan yatağım yok, bana mutluluğu bahş eden gülümsemen yok.
Zor.
Bu üç harfi yazmak ne kadar kolay olsa bile hiss ettirdikleri çok acı verici.
Seni seviyorum siyahım... Sonsuza kadar sürecek sonumuzun başlanğıcına kadar seni seveceğim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯ Sadece son ☯
Fanfiction" Ruhunu karanlık gecelerin o çıkılmaz hapisanelerinden özgürlüğüne kavuşturan ben, neden sana ışığı armağan edemiyorum? " " Belkide... Belkide ışık sen olduğundandır. " ...