☯ 79 ☯

287 33 31
                                    

Cherry endişeyle bir bir katta bulunan tüm odaları gezmeye başladı. Kalbi deli gibi çırpınmasına rağmen hala onu bulmanın umuduyla Jimin'in çalışma odasına girdi.

Tahmin ettiği gibiydi.

Ama tahminindeki tabloyla gerçeğinin arasında çok vardı. Çünki gerçeğinde Namjoon'un elinde bavulu bulunuyordu. Açık olan çekmeceden anlamak zor değildi ki oradan götürdüğü çerçivedeki fotoğrafa bakmakla meşguldü.

Kızın endişeyle odaya dalması üzerine Namjoon sanki kapı pervazında dayanan kişinin o olduğunu bilirmişcesine sakince bakışlarını ona doğru yönlendirerek hemen çekti.

" Namjoon? "

Endişeyle ona yaklaşarak yanında bulundu ve baktığı fotoğrafa bakmaya başlamıştı.

Bir çok genç erkekle çimenlikte çekilmiş bir fotoğraftı. Yedi genç ayakları yalın bir şekilde koşarken sanki tesadüfen bu fotoğraf çekilmişti. Ön tarafta gülümseyerek koşan iki gencte ona tanıdıktı. Birisi genişce gülümseyerek insanın içini ısıtan Seokjin, tam arkasında dayanansa daha bugün tesadüfen karşılaştıkları avukat Hoseok vardı.

Bu yedi kişiden pembe saçlı olan Namjoon'un gülümsemesi bile o kadar güzeldi ki. Ama saçlarının rengi onlardan daha değişik olanlar vardı. Mesela Hoseok'tan sonra gelen ve yüzü ona aşırı tanıdık olan su yeşili saçlı bir genç damaklarını göztererek gülerken, başka birisi tebessüm ederek elini onun omzuna atmıştı.

Gülümsemesi o kadar tanıdıktı ki o gencin...

Ondan sonra gelen kişiyse parlak turuncu saçlara ev sahipliği eden Jimin'di. Hedefine bakarak koşan sporcuya benziyordu fakat tam arkasından gülümseyerek gelen Jungkook sanki onun bu havasından eser elamet bırakmamıştı.

Hepsi parlıyordular.

" O zamanlara dönmek isterdim. "

Namjoon'un fotoğrafa bakıyordu ve o kalın dudaklarından çıkan ses Cherry'nin kulaklarına varabilmişti.

" Hep birlikte... Mutlu... "

Cherry dayanamayarak gözünden ilk damlaları sonunda akıtmıştı.

" Şi..şimdi mutsuz musun? "

Titrek çıkan sesiyle bakışlarını Namjoon'a yönlendirmişti. Oysa elindekini çekmeceye geri bıraktıktan sonra kalp kırıklığıyla yanındaki kıza dönmüştü.

" Mutsuzum... "

Bunun beraberinde Cherry daha da ağlamaya başlamıştı. Seviyordu, herne olursa olsun artık karşısında dayanan bu uzun genci seviyordu.

" Ne yapacaksın peki? "

Namjoon elindeki bavulu yere bırakarak kızın soğuk ellerinden tutmuştu.

" Senin gibi cesaretli olamam ben sevgilim... Umarım beni affede bilirsin. "

Kız ağlamasına rağmen kaşlarını çatmıştı.

" N...ne? "

Namjoon da artık onunla beraber ağlıyordu.

" Kalamam buralarda, cennetimiz yerini cehenneme bıraktığı bir zamanda buralarda duramam ben. Sen haklıydın. Herşeyi Jazmyn'e anlatmalısın. Seni de üzdüğüm için özür dilerim. "

Ağlayan Cherry'ni kendisine çekerek ona sıkıca sarılmış, kokusunu içine çekmişti. Ardındansa bavulunu alarak kapıya doğru adımlamıştı.

" Umarım...

Başı yere eğik şekildeydi.

... Birgün seninle başka bir şekilde karşılaşırız. Seni seviyorum. "

☯ Sadece son ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin