☯ 7 ☯

1.1K 153 8
                                    


Zor geliyordu, hemde çok zor...

Herşeyden haberdarken nasıl bu kadar umursamaz davrana biliyordu ki?

Jazmyn White hakkında herşeyi bilerken nasıl Jack bozuntusunun ona bu kadar yaklaşmasına ve onu sıkmasına izin vere bilirdi ki?

En zoruysa kendini aptal gibi göstermekti Jimin için.

Kalbi ben herşeyi bilyorum diye haykırmak istiyordu.

Peki ya mantığı?

Buyüzden sadece susmayı denedi.

Altını çizerek belirtmek gerek, sadece denedi.

" Sevgili olmadığın birisine hislerini adamaya çalışmak çok zor değil mi? "

İkisi de koltukta boş boş oturdukları bir zamanda, Jimin'in sesi sabit havanı değiştirmişti. İki elini öne doğru uzatarak orada birleştiren bu genç, sıkıntılı bir ifadeyle yanındaki kıza bakıyordu.

" A-Anlamadım? "

Heyecanlanan Jazmyn, düştüğü durumu daha da beter etmemek için hislerini dışarısına yansıtmamaya çalıştı.

" Jack'le sevgili olmadığınız o kadar belli ki Jazmyn...

Doğrula hadi.

... Onu sevmek ayrı, bakmaya bile tahammül edemiyorsun. Haksız mıyım? "

Jimin'in derinden çıkan sesiyle kız çoktan başını iki yana sallamaya başlamıştı.

Bakışlarında gizlenen gerçekleri sözlere aktarmak çok mu zor sevdiğim?

" Hadi ama bana aşkı anlatmaya çalışma Jazmyn. "

Jimin sonra sustu, çünki söylemek istedikleri belkide ona göre fazlaydı. Ya da kaldıramayacak kadar büyük yalan yüklüydü.

Kız bir müddet sonra bakışlarını Jimin'e çevirerek içini kaplayan merakını dindirmeye çalışıyordu. Ellerini sıkıntıyla sıkmış, dişlerini dudaklarına geçirmişti.

Çok gergindi.

" Peki Jimin. O zaman sen...

Jimin'in herşeyini feda edeceği tebessümünü gösterdi.

... sen anlat bana aşkı. "

Genç gülümsemesine karşılık verdikten sonra beklemediği soruya artık aklındaki cevabı vermek için dudaklarını aralamıştı. Bakışları öyle duygu doluydu ki, sanki bütün aşk destanlarının yazarı, bestelerin imzası Park Jimin'di.

" Aşk- "

" Bay Park hazırlamamamızı istediğiniz odanın durumu tamamlandı. "

Fakat cümlesi bölünmüştü. Odaya giren başka yardımcı nazikce durumu ona bildirmişti. Jimin yardımcısını başıyla onaylamış ve ayaklanmıştı. Belkide iyiki cümlesi bölünmüştü. Yoksa Jazmyn'e o üç harften ibaret olmasına rağmen milyonlarca anlamı sığdıran kelimenin kendisi olduğunu söylerdi.

O üç harfli kelime Jimin için altı harften ibaret tek bir sözdü.

Jazmyn.

ㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇ

" İyi geceler. "

" İyi geceler. "

Her iki bedende kendi odalarının kapı pervazında dayanarak birnevi vedalaşıyordular. Jimin'se aklındaki sorusunu sorup sormamak arasında git geldeydi.

" Jazmyn. "

Kız odasına girmek üzereyken sanki bunu beklermişcesine arkasını hemen döndü ve devamının gelmesini beklemeye başladı. Jimin sıkıntıyla ellerini saçlarına geçirmiş ve sanki söyleyeceği cümleni aklında onlarca testten geçiriyordu.

" Yarın sabah yürüyüş yapmaya ne dersin? "

Gözleri umutla parlayan Jimin, olumlu bir cevap almak için heyecanla bekliyordu. Jazmyn'se gülümseyerek başıyla onaylamıştı.

" Güzel fikir Jimin, buraları tanımak isterim. "

Kızın onaylaması üzerine Jimin sevinmişti. Sonunda yıllardır beklediği an gelmişti.

" O zaman yarın saat yedi gibi orman gezisine çıkmaya ne dersin? "

Jazmyn'in öyle ortamlardan korktuğunu bilmesine rağmen bir ilkini yaşayarak korkusunu onunla yenmesini istemişti Jimin. Bu yüzden kızın onaylaması için heyecanla bekliyordu.

" T-Tabiki. "

Herşeye rağmen onaylayan Jazmyn'e karşılık Jimin bütün dişlerini göstererek gülümsemişti.

Gece boyunsa Jazmyn'in düşündüğü tek şey bir gülümsemenin çekik gözlü erkeğe ne kadar yakıştığıydı.

ㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇ

" Kalbim...

Diye Jimin odasıdaki büyük pencerenin önüne gelmişti.

... niye bu kadar hızlı atıyorsun? Kendini ele vermeye niye bu kadar meraklısın? "

Aşağı tondan çıkan fısıltısı gecelerin karanlığına karışıyordu. Kalp atışlarının her ritminde hissettiği acı ve bu güne özel mutluluk hissini çok yakından duyuyordu.

Yol ayrıcındaydı.

Çünki kendisi aşılmaz ve hiç bir kalbin ısıtamayacağı kadar soğuk olan buz dağıydı.

Cebinden uzun süredir kullanmadığı sigara kutusunu çıkartarak içinden bir zehir aldı.

Evet zehir.

Zararlı olmasını çok net birşekilde bilmesine rağmen içiyordu. Zaten herkes öyle değil miydi?

Tıpkı kalbi gibiydi bu zehir de.

Zarar vereceğini bilmesine rağmen sigaranın aciz bedene göstereceği etkini sevdiği kalbe yansıtıyordu.

Göz göre göre ateşe atıyordu.

Fakat bu soğukluğu belkide düzelemeyecekti. Çünki kendisine verdiği bir sözü vardı.

Sigaranın gri dumanı dudaklarından firar ederek karanlık odasından dışarını izlemeye başladı.

Gidişiyle kalbindeki tüm cenneti, gülleri koparan ve onu sadece boş, kimsesiz, yalnız toprağa dönüştüren arkadaşından sonra mutlu olabileceği, aynı zamanda hiçbir zaman gelemeyecek gün için yaşıyordu. Ve o güne kadar onu hüzüne boğan hayatı, etrafındakı tüm varlıkları Jimin de zulmetiyle mutsuzluğa boğacaktı.

O buydu çünki, acımasız bir siyah...

☯ Sadece son ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin