"Ee kızım anlatsana."
"Ya Yasemin başımın etini yedin. Dersi dinlemeye çalışıyorum şurada."
Söylediklerim tabii ki doğru değildi. Dersi dinlemem için önce Doğan'ın aklımdan çıkması lazımdı. Dün gece ben uyumadan önce söyledikleri fazlasıyla hoşuma gitmişti.
"Görende hiç hukuk dersime girmedi sanırlar. Kızım ne konuştunuz anlatsana." dediğinde tam kendimi anlatmaya hazırlarken hocanın sesi duyuldu.
"Kızlar konuşacaksanız çıkın dışarı."
Sustum, kırdım dizimi oturdum derken Yasemin kolumdan tuttuğu gibi beni çıkışa doğru götürdü. "Tamam hocam bir daha ki derse geliriz görüşmek üzere."
Resmen sınıftan zorla çıkarmıştı beni. Ve bu sadece Doğan yüzündendi. Benim normal bir arkadaşım olmazdı zaten. Yasemin normalliğin yanından geçmiyordu.
Kafeteryaya vardığımızda ellinci kez "anlat." dedi Yasemin.
"Peki." Diyerek söze başladım. "Zaten biliyorsun o Fransa'ya taşındıktan sonra konuşuyorduk mesajlaşıyorduk. Sonra uzun bir süre yazmadı bana. Dün biz okuldayken yazmıştı ya akşam çıkınca cevapladım bende. Doğan Türkiye'deymiş şuan. Askerliğini yapıyormuş. Son dört ayı kalmış."
Beni pür dikkat dinleyen Yasemin'e olayları anlattığım için bir nebze rahatlamıştım.
"Peki görüşecek misin enişteyle?"
"Ne eniştesi Yasemin saçmalama. Öyle bir şey asla olmayacak."
"Ahh aşk sen nelere kadirsin kısmetsin." dedi Yasemin yüzünde ki büyük sırıtmasıyla.Gözlerimi tavana kaldırdım ve ikinci bir kez asla öyle bir şey olmayacağını belirttim.
O an aydınlanan telefon ekranım Yasemin'inde benimde dikkatimi çekti.Gelen mesaj (2)
Doğan; Ben yarın İstanbul'a geliyorum. İznim var kardeşimin düğünü için.
Doğan; Düğüne gelecek misin? ˝Düşünmeden cevap yazmak için telefonu elime alacaktım ki Yasemin telefonu elimden çekerek arama tuşuna basarak hoparlörü açtı. 2 çalıştan sonra bir erkek sesi duyuldu.
"Alo? Sude? Sen beni arar mıydın?"
İstemeyerek yutkundum. Sesini en son gitmeden önce ki gün duymuştum. Yani seneler önce. Sesi çok değişmişti.Hafif kalın, kalınlığının yanında huzur, güven verici bir sesi vardı. Saatlerce konuşsa dinleyebileceğiniz bir ses tonuna sahipti. Anlattığı her şeyi bıkmadan, usanmadan, sıkılmadan saatlerce dinlemek...
"Sude?" diye sordu tekrardan. Ne cevap vereceğimi bilmediğim için telefonu Yasemin'in elinden çekerek anında kapattım. 10 saniye sonra telefonum tekrar çaldı. Bu sefer arayan oydu.
İkinci bir kez telefonuma atılan Yasemin elimden tekrar çekerek aramayı açtı ve "Enişte ya senin bu sevdiceğin çok suskun sessiz bu gidişle zor sevgili olursunuz siz pinti bu kız bir el at." Dedi ve ben ağzı açık bir şekilde kaldım.
Telefonun diğer ucundan gelen ufak bir kahkaha sesi hücrelerime işlemişti. "Yanında mı?" diye sordu.
Cesaretimi toplayarak "buradayım" diye cevap verdim. İçime işleyen o sesi ile "Tamam görüşürüz düğünde" dedi ve kapattı.
Sıra Yasemin'e hesap sormaya gelmişti. Hiç beklemeden "Canım sen hayırdır ne bu enişte ayakları?" dedim.
"Hadi ama bir birinizi seviyorsunuz. Nasıl kahkaha attı ama eniştem? Acayip derecede yakışıklı olmuştur o şimdi ay düşünemiyorum." dediğinde gözleri ışıldıyordu. Sevgilisinin olmadığını bilsem, hoşlandığını düşünürdüm. "Oldu canım siz beraber çıkın Doğan'la." dediğimde tüm üniversitede bir anons duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...