꧁ Özel: Huzur ꧂

2.1K 182 4
                                    

Doğan'ın Anlatımı

Tüm günümü, diğer günler olduğu gibi holdingde bir bilgisayar ekranının arkasında geçirmiştim. Dört duvar arasında tek başıma olmaktan şikayetçi değildim fakat her dakika eşime ve çocuklarıma olan özlemim artıyordu. Hele ki bugün, Sude'mi diğer günlerden daha fazla özlemiştim. Bir yaşına daha giren kadının son on beş gündür hazırladığım sürpriz hakkında hiç bir fikri yoktu.

Önümde ki masanın üzerinde bulunan holdinge ait olan telefon çalmaya başladığı sırada açarak konuşmaya başladım. "Türkmen Holding. Merhaba, Doğan Türkmen ile görüşüyor..." cümlemi bitirmeme izin vermeyen sesin sahibi oğlumdu. Ağlamaklı bir ses tonu ile başladığı cümleye burnunu çekerek devam etmeye başlamıştı. "Baba annem bana kızdı Eylem'le kavga ettik diye" diyerek sustu ve vereceğim cevabı bekledi.

"Beni nasıl aradın sen paşam?" diye sormam ile aldığım cevap ile gülümseyerek cümleme devam ettim. "Bak, annen sen istedin diye beni arıyorsa demek ki sana kızmamış," demem bir işe yaramamış gibiydi. Telefonun diğer ucunda ki çocuğun sesi yükseldi bir kez daha. "Ama bağırdı bana," dedi bu sefer. Derin bir nefes alarak üzerimde ki yorgunluğa rağmen sakin kalarak gözlerimi kapattım. Üzerimde ki bitkinlik sabahtan beri en ufak bir şeyde bağırmama neden olsa da oğluma karşı sakin kalmaya çalıştım. Telefonu kapatmasını ve yakında geleceğimi söylediğim zaman beni dinlemesine sevinerek elimde ki cihazı aramayı kapattıktan hemen sonra yerine bırakarak derin bir nefes aldım.

Kapattığım bilgisayarın ekranını klavyenin üzerine kapatarak ayağa kalktım. Masamın üzerine bıraktığım cep telefonunu ve araba anahtarını alarak odamdan çıkarak asansöre doğru ilerleyerek bastığım düğmeden hemen sonra beklemeye koyuldum. Yaklaşık on saniye sonra gelen asansöre binerek zemin kata indiğim süreç boyunca aynada ki görüntümü izliyordum. Asansörün durması ile holdingin çıkışına doğru ilerlemeye  başladım, hızla arabama binerek evin yolunu tuttum.

-

Eve vardıktan hemen sonra üst kata çıkarak üzerimi değiştirip Eymen'in odasına girdiğimde yatağında uyuyan oğlumu gördüğüm sırada yüzümde bir tebessüm belirdi. Yavaş adımlar ile odaya ilerleyerek oğlumun alnına bir öpücük bıraktım. Yine girdiğim gibi, uyanmasın diye yavaş adımlar ile odadan çıkarak hemen yan odaya, kızımın odasına girdim.

Pembe dolabın hemen sağında ki koltukta oturmuş, elinde bulunan kitabın sayfasını çeviren kadını gördüğüm an daha yeni yüzümü ele geçiren tebessüm büyümüştü. Kapının eşiğine yaslanarak tüm dikkatimi ona vermiştim. Okuduğu kitaba odaklanmıştı ve varlığımı dahi henüz fark etmemişti. Yüzümde büyük bir gülümseme ile onu izliyor ve okuduğu hikayeyi dinliyordum.

"Kırmızı Başlıklı Kız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış."

"Uyuyor," demem ile varlığımı fark eden kadın kafasını hızla kaldırarak bana baktıktan sonra Eylem'e çevirdi bakışlarını. Tıpkı benim daha yeni yaptığım gibi yüzünde bulunan bir tebessüm ile beşiğe eğilerek kızımızın alnına bir öpücük bırakarak bana doğru ilerledi. Karşımda ki kadının bacağının üzerinde duran elini tutarak kendime doğru çekerek odadan çıkmasını sağladım.

Çocukların uyumasını fırsat bilerek eşimin dudaklarını esir almamdan saniyeler sonra ağlamaya başlayan Eymen ile Sude'den ayrılmak zorunda kaldım. Bana kusura bakma bakışları ile bakan kadına sadece bir gülümseme ile cevap verdim. Eşim oğlumuzun odasına giderken alt kattan gelen zil sesi ile hızla hemen arkamda bulunan merdivenleri kullanarak zemin katına inerek evin dış kapısını açtım. Elinde bulunan beyaz kutu ile gelen Alperen'e bakarak içeri girmesini işaret ettim.

İçinde sevgilimin doğum günü pastası bulunan kutuyu sehpanın üzerine bırakarak söze girdi. "Kardeşim, size iyi kutlamalar. Selen bekliyor yemeğe gideceğiz görüşürüz," dedikten hemen sonra dış kapıya ilerleyerek açtığı kapıyı arkasından kapatarak gittiği sırada salonun sağ tarafında bulunan Amerikan stili olan mutfağımıza girerek iki tabak iki çatal ile salona geri döndüm.

Bir süre mutfak salon arası gidiş geliş yaptıktan sonra sehpanın üzerine bir göz gezdirdiğim sırada eksik bir şey var mı anlamaya çalıştım. Sude'nin üst kattan adımı seslendiğini duyduğumda ise krem rengi tek kişilik koltuğun üzerinde bulunan kumanda ile televizyonu açarak Youtube'den Beni Çok Sev şarkısını açarak duraklattım.

Eşime ulaşmak için üst katın merdivenlerine çıktığım sırada onu aşağı inmeye başlamış bir şekilde bulmuştum. "Uyudu mu?" Diye sorduğum sırada olumlu bir cevap aldığımda sol elimde tuttuğum kumandaya aldırış etmeden boşta kalan elim ile Sude'nin gözlerini kapatarak merdivenleri verdiğim komutlar ile inmesinden hemen sonra sehpanın önüne götürerek gözlerinde ki elimi çekmem ile duraklattığım şarkının çalmaya başlaması için play tuşuna basmam bir olmuştu.

Kafasını bana çevirerek yüzünde ki gülümseme ile bana bakarak kollarını açtı ve boynuma sarıldı. "Doğum günün kutlu olsun karıcığım," dedim sadece. Kafasını omzuma koyan kadının bu hareketi ile gülümseyerek kafamı eğmem ile burnumun boyun hizasına gelmesi bir oldu. Kafamı boynuna gömerek kokusunu içime çektim. Bir öpücük bıraktığım an ani bir hareket ile omzunu kaldırdığında huylandığını anlamıştım.

"Unutmadın mı?" Diye sordu kollarını benden ayırarak. Olumsuz şekilde kafamı salladım. Hala çalan şarkı ile gözlerimi kapatarak eşimin elini tutarak bulunduğumuz yerden uzaklaştırarak koltuklar ile mutfağın başlangıcının arasında ki boşluğa doğru ilerledim. Sağ elimi eline, sol elimi ise beline yerleştirdiğim sırada dans etme isteğimi anlamıştı. Şarkı bitene kadar, birbirimizin gözlerinin içinde kaybolarak dans etmiştik.

Şarkı sona erdiğinde ise daha yeni Eymen'in yüzünden yarım kalan öpüşmemizi bitirmek için faaliyete geçtim. Bir kaç saniye sonra nefes nefese kalan kadın tuttuğu elimden çekiştirerek sehpanın önüne gelmemiz ile oturarak tabakların yanında ki bıçağı alarak pastasını kesmeye başladığında yanına oturarak onu izledim. Aklıma gelen şey ile dudaklarımı aralayarak konuşmaya başladım. "Mum yok ama sen dileğini tut hadi," dediğimde bana bakarak gözlerini kapatarak yüzünde ki gülümseme ile bir süre sonra açarak eline aldığı çatalı pastaya batırarak kendi ağzına götürdü. Hemen sonra yaptığı hareketi tekrarlayarak bu sefer pastayı benim ağzıma doğru getirdiği sırada gülümseyerek pastayı yedim sadece.

'Tekrar doğum günün kutlu olsun dünya güzelim," diyerek alnına bir öpücük bıraktığım sırada bana bir şey söylemek istermiş gibi bir hal aldığında yüzünde mükemmel bir gülümseme ile bana baktığı sırada sol eli karnına doğru gittiği sırada kaşlarımı çatarak karşımda ki kadına baktım.

"Doğan, ben..." diye girdiği konuşmasına derin bir nefes alarak devam etti. "Aşkım Eylem abla, Eymen ise ikinci kez abi oluyor," dedi. Gözlerimde ki mutluluğu okuyabiliyor mu eşim bilmiyordum ama dünyaları vermişti bana. İçine girdiğim mutluluğu ve heyecanı aynı anda yaşamanın duygusu ile ayağa kalkarak Sude'nin elini tutarak kaldırdım ve "Hamile misin?" Sorusunu sordum.

Olumlu bir cevap aldığımda ise, içimde ki mutluluk ve huzur kelimeler ile anlatamayacağım bir duyguları yaşıyordum. Eşime sarılarak döndürmeye başladığımda attığı her kahkaha içimde ki duyguları ve hisleri daha da büyütüyordu.

Fakat sadece hislerim değil, ailem büyüyordu ve bu paha biçilemezdi.

Sizi seviyorum. ❤

 ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin