-
Selen'in anlatımı
-Karşımda geldiğimden beri boş boş gözler ile bakan bir adam vardı. Birini bekler gibi kapıya doğru bakıyordu.
Merakıma yenik düşerek "birini mi bekliyorsun?" diye sorduğumda "yok, yüzüne bakmamak için öylesine bakışıyorum kapıyla" dedi.
Anlamadığımı düşünerek "pardon? Bana bakmamak için mi? Neden Alperen?" diye sorduğum zaman kafasını bana çevirerek "baktıkça içim bir hoş oluyor" dedi.
Çatık kaşlarım ile "iyi, güzel" dediğimde hala bana bakmaya devam ederek "sende çok güzelsin" dediğinde enjekte edilen uyuşturucunun etkisinde olduğuna emindim fakat söyledikleri hoşuma gidiyordu.
Gözlerimin içine bakmaya başladığı an rahatsız olup ayağı kalkarak pencereye doğru ilerledim. "Ne oldu?" diye soran Alperen'e bakmadan "benim bir ilişkim var Alperen boşuna hayal kurma" dediğim an ortalığa bir sessizlik yerleşmişti.
Bir süre sonra Alperen'in çalan telefonu odanın içinde yankılandı. Telefonu sessize alarak açmadığını gördüğüm an "neden açmadın?" diye sordum.
"Konuşacak havamda değilim" dedi asık bir suratla. Kimin aradığını sorduğum an Sude diye cevap verdi.
Olumsuz şekilde kafa sallayarak "bence açmalıydın. Sude bu saatte dedikodu için aramaz seni" dediğimde haklı olduğumu belirterek geri aradı.
Onları dinlemek yerine oturduğum yere doğru giderek çantamda ki telefona alarak dışarı çıktım.
Aklıma Alperen'in söyledikleri takıldı bir an. Aklıma gelen ilk şeyi sonucunu düşünmeden yapmaya koyuldum. Cebimde ki telefonu çıkararak Murat'ı aradım.
İlk çalmadan hemen sonra açarak "ne oldu Selen?" diye cevap verdi. "Hiç konuşuruz diye düşündüm. Pek bir şey yok aslında" dediğimde oflayarak bir süre sustu.
Daha sonra ise "yarın işe gidiyorum Selen ben boş adam değilim, uykumdan uyandırdın" dediğinde bana aylardır böyle davranmasından bıkmıştım.
"Adam mısın peki sen?" diye sorduğum an benim sakin cevabıma rağmen bağırarak "Ulan Selen. Dua et Doğan'ın kuzenisin yoksa..." diye başladığı sözün devamını dinlemeden telefonu suratına kapattım. Dolan gözlerimi henüz yaşlar akmadan silerek derin bir nefes alarak tekrar Alperen'in yanına döndüm.
Odaya girdiğim an gülümseyerek sanki karşısında dünya şaheseri bir şeye bakar gibi bana bakıyordu. Gözünü bir saniyeliğine ayırmadan öylece beni izliyordu.
Gülümsedim. Gülümsememek elde değildi o nun o gözlerinin karşısında. "Bakma bana öyle..." dedim sadece.
Söylediğim cümleye gülerek "nasıl bakıyorum ki?" diye sorduğunda verecek bir cevabım olmadığı için "öyle, bakma işte" diyerek daha yeni oturduğum koltuğa doğru ilerleyerek kendimi koltuğun üzerine bıraktım.
O ise, gözlerini bir an ayırmamıştı. Konu değiştirmek amacıyla "Sude ne diyor?" diye sorduğumda olanları anlattı.
"Kim? Kim vurulmuş? Doğan iyi değil mi?" diye sorduğumda "sakin, sakin ol iyi Doğan. Yaralanan abim. Ciddi bir şeyi yokmuş en son ambulans falan oradaymış. Doğan'ı sorguya almışlar anlatmış olanları abim zaten sabıkalı diye Doğan'ı serbest bırakmışlar. Yaralanması ile bir alakası yok Doğan'ın yani" dediğinde rahatlamıştım.
Bana bakmaya devam ederek "sen nereye gittin?" diye sordu. "Dışarı çıktım hava almak için Murat'la konuştuk..." dediğimde gülümseyen o yüzü asılmıştı. "Murat kim?" diye sorduğu an hayatta istediğim son şey Alperen'i üzmekti. Fakat yalan söylemek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...