Doğan'ın işten dönmesine yarım saat kalmıştı. Tüm günümü hazırlık ve çocuklar ile geçirmiştim. Kendimi yaklaşık on dakika sonda attığım kanepeden kalkmaya niyetim yoktu. Sehpanın üzerinde duran telefonumu uzanarak elime aldığımda hızlıca sosyal medya turu yaptığım sıralarda duyduğum bebek ağlama sesi ile gözlerimi kapatarak telefonumu oturduğum yerin hemen yanına bırakarak ayağa kalkıp merdivenlere doğru yürüyerek üst kata çıkmaya başladım.
Oğlumun odasına girdiğimde yüzümde ki gülümseme ile "Günaydın paşam, ne çok uyudun sen bugün?" diye sordum. Yatağında yatan çocuk yumruk yaptığı minik elleri ile gözlerini ovuşturduktan bir süre sonra bana bakmaya başladı.
"Anne babam geldi mi?" sorusu yöneldi hemen sonra. Yüzümde ki aptal bir gülümseme ile izlediğim artık küçük bir bebekten daha fazlası olan çocuğa olumsuz bir cevap verdiğimde ayağa kalkarak kollarını bana kaldırarak onu kucağıma almamı istediğinde yine yüzümde ki gülümseme ile oğlumu kollarımın arasına alarak odasından çıkardım.Hemen yan odasında bulunan kızımın bebek odasına yavaşça kapıyı açıp baktım. Uyuduğunu gördüğümde yüzümde ki tebessüm ile kapıyı tekrar yavaşça kapatarak bir kez daha merdivenlere yöneldim. Salona indiğim an sehpanın üzerine oturttuğum çocuk elini uzatarak yüzümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın önüne yerleştirdiğinde "Oğlum..." dediğimde Eymen'in bakışları gözlerimin içini bulmuştu.
"Biliyor musun? Tıpkı baban gibisin. Yakışıklı, kusursuz, romantik, hayat dolu, becerikli, etrafında ki insanlara o kadar çok değer veriyorsun ki oğlum, babanın kopyası gibisin..."
"Bak sen. Oğlum benim kopyam demek?" cümlesini duyduğum an kafamı evin dış kapısına doğru çevirdiğim an yüzümü buruşturarak takım elbisesinin içinde terlemiş olmasına rağmen soğuktan yanakları kızaran adama baktım. "Evimizde bir küçük Doğan var babası," dedim sadece karşımda ki çocuğu gıdıklamaya başladığımda.
Eşim ise, elinde ki evrak çantasını evin girişine bırakarak bize doğru ilerlemeye başladı. Çıkardığı ceketini koltuğun üzerine fırlatarak yanıma gelerek oturduğunda elini Eymen'in eline uzatarak oğlumuzun minik parmaklarına bir öpücük bırakarak kafasını bana çevirdi.
"Sude'm?" sorusunu duyduğum an bakışlarımın adresi gözlerini bulduğu an gözlerini kapatarak alnıma bir öpücük bıraktıktan hemen sonra tekrar oğlumuza döndü. "Oğlum? Git bak bakalım Eylem uyuyor mu biraz kardeşinle ilgilen hadi aslanım," dediğinde Eymen oturttuğum sehpadan inerek önce babasının sonra benim yanağıma bir öpücük bırakarak üst kata çıktı.
"Gel benim ile," diyen adam elimi tutarak ayağa kalktığında bende ayağa kalkmış oldum. Mutfağa doğru ilerleyen adam yavaş adımları ile beni arkasında çekiştiriyordu resmen. "Açım ben..." demesi ile mutfağa giriş yapması bir olmuştu.
Saatler boyunca süslediğim mutfağı, uçuşan kalp şeklinde ki balonları, hazırlanmış masayı gördüğü an kafasını bana çevirdi. "Vay karıma bak sen," diye gülmeye başladığında "Hadi yemek yiyelim," demem ile masaya oturan adamın karşısına oturdum.
Uzun süre sonra baş başa yediğimiz bir yemek sonrasında ayağa kalkarak kalkmamı istedi. Kumaş pantalonunun cebine elini atarak içinden bir kutu çıkardığında büyük bir merak ile onu izliyordum.
"Arkanı dön," dediğinde ise sadece dediğini yapmak ile yetindim.Elleri boynumu bulduğu zaman kolye aldığını ve takacağını anladığım an kollarımı kaldırarak saçlarımı yan tarafa çekmemden bir süre sonra omuzlarına dokunan iri eller ile tekrar yüzümü sevdiğim adama çevirdim.
Üzerinde bulunan dört şeritli bir kalbin içinde yazan isimlerimiz ve çocuklarımızın adının yazılı olduğu kolyenin verdiği mutluluk yüzümü gülümsetirken tek bir cümle döküldü ağzımdan.
"Saat almıştım ama kargosu gecikti sevgilim..." Doğan'ın sözleri ise beni tekrar ona aşık etmişti.
"Sen zaten bana en güzel hediyesin kadın. Sevgililer günümüz kutlu olsun. Seni seviyorum gönül bahçemin nadir gülü" dedi ve dudakları dudaklarımı buldu.
❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...