Girdiğim şoktan çıkmaya çalışırken Doğan'a doğru kafamı eğerek soru sordum.
"Şimdi sen bana evlenme teklifi mi ettin?"
Bana bir süre boyunca 'sen ciddi misin' bakışı attıktan sonra ciddi bir yüz ifadesi ile "yok aşkım ben şuan prova amaçlı organize ettim bunları. Seneye hazırlık yapıyorum" dedi.
Ben ise kaşlarımı çatarak söylediklerini ciddiye almıştım. Doğan'ın espri yapabilceği aklımın ucundan geçirmemiştim.
"Sude iyi misin sen? Evlenme teklifi ediyorum işte hayatını bana ada, eşim, karım, geleceğim ol diyorum" dedi gözlerimin içine bakarak.
Gülümseyerek sahilin ince taneli kumlarının üzerinde ben de diz çökerek ona sarıldım. Ve sadece kokusunu doya doya içime çektim. Daha sonra Doğan'da bana sarılarak giydiğim bluzun açık bıraktığı kadarıyla omzumu öptü. Daha sonra geri çekildi ve gözlerimin içine bakarak "cevap bekliyorum" dedi.
Hafif bir gülümse ile cevap verdim önce. Onun gözlerinin içine bakarak yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve masum bir öpücük bıraktım dudaklarına.
Daha sonra ise Doğan'ın sürekli yaptığını yaparak gözlerinin içine bakarak konuştum.
"Ben sana aylar önce evet dedim Doğan" dediğimde karşımda ki adamın yüzünde ki gülümseme paha biçilmezdi.
"Elini verir misin?" diye sorduğunda sağ elimi ona doğru uzattım.
Yüzüğü parmağıma geçirmesini izledim. Daha sonra ise Doğan ayağa kalkarak elini bana doğru uzattı ve kalkmamı sağladı. Elimi hiç bırakmadan beni kendine doğru çekerek sarıldı ve hep yaptığı şeyi yaptı. Kafasını boynuma gömerek öylece kaldı bir süre. Nefesini boynumda hissetmek her ne kadar rahatsız edici olsada sesimi çıkarmadım.
Bir an çalan telefon ile bir birimizden ayrıldık. Arayan benim annemdi. Telefonu açtığımda eve kaçta gelceğimi sordu. Bir an Doğan'ın yüzüne bakarak şimdi yola çıktığımızı söyledim.
Telefonu kapattığımda Doğan bir adım atarak yanıma ulaştı ve elini elime kenetleyerek "eve bırakayım?" diye sordu.
Kafamı sallayarak onu onayladım ve gülümsedim.
Arabaya doğru ilerledik ve tüm yol boyunca Doğan'ı izledim. Onunda arada sırada bakışlarını yoldan ayırıp kafasını bana çevirip bana bakarak gülümseyip duruyordu.
Eve vardığımızda babamın kapının önünde olması hiç hayra alamet değildi. Doğan kafasını çevirerek bana baktı ve kafasıyla inmemi işaret etti. Benden hemen sonra ise o arabadan indi.
"Doğan? Kızımın senin yanında ne işi var?" diye babam Doğan'a bakarak soru sorduğunda benim tek derdim parmağımda ki yüzüğü saklamaktı.
Doğan duruşundan ve kendinden emin halinden hiç bir şey kaybetmeden babamdan bakışlarını bir an ayırmadan "kızınızın doğum gününü kutladık. Arkadaşlarının arasında bende vardım" dedi. Babam anlayışlı bir şekilde kafa sallayarak "geç içeri bu saatte yola çıkma" dedi Doğan'a bakarak.
Ben ise babam Doğan'a olan bakışlarımdan dolayı daha fazla şüphelenmesin diye bir anlığına elimde ki telefonun ışığını açarak saate baktım. Sabahın dördü geçiyordu.
Babam hemen bana doğru kafasını çevirerek o emir verici sesiyle bir emir daha vermişti bana "Sude, eve" diyerek.
Onu sözlerim ile onaylamak isterdim fakat şuan ortamda ki gerginlik ile susmam daha iyiydi.
Eve girdik hep beraber. Annem Doğan'ı gördüğünde gülümsedi ve bir şey söylemeden kafası ile onu takip etmemi gözleriyle işaret ederek salona doğru gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...