꧁ Bölüm 16: Korku ꧂

5.4K 384 41
                                    

Sude'nin anlatımı ile

Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir odada tek başımaydım. Ağrıyla kasılarak gözlerimi kapattım ve acılar içinde inledim.

Birden açılan kapı ile gözlerimi açtım. "Sude hanım? İyi misiniz?" diye soran beyaz önlüklü kişinin yüzünü ayırt etmekte zorlanıyordum.

"Benim lavaboya gitmem lazım" diyebildim sadece.

Sesinden kadın olduğunu anladığım kişi sadece "yeni çıktınız ameliyattan kalkmanız doğru değil" dediğinde gözlerimin önünde ki bulanık görüntüyü pek kafaya takmadan "siz ne işe duruyorsunuz burada?" diye sorduğumda alındığını ses tonundan anlamıştım.

"Üzgünüm sizi kaldıramam. Daha yeni çıktınız 24 saat bile olmadı. Lavaboya gitmeniz için bir neden yok ayrıca."

"Anladım, götürmeyeceksin."

Gözlerimin bulanık görüntüsünün izin verdiği kadarıyla tepemde ki kablolara bakarak yanımda ki kadına doğru dönerek "bu kadar kablo ne için?" diye sordum.

"Açıklama yapayım Sude hanım. Serumu biliyorsunuz zaten gerekli ilaçları enjekte edeceğiz. Burada PCA var. Veya başka bir deyim ile morfin pompası. İhtiyacınız olduğu zaman morfin yitiminin miktarını kendiniz düzenleyebilirsiniz. Pompanın burada ki düğmesine basmanız yeterli. Ve son olarak ameliyat sonrasında vücudunuza, idrarın aşağı akmasını sağlayan bir mesane sondası takıldı. Her şey yolunda giderse bu yarın çıkarılacaktır.

"En azından oturmama yardımcı olun aşırı derecede midem bulanıyor kendime geleyim lütfen" dediğimde bir el elimi tuttu "Peki gelin yardım edeyim hanımefendi" dedi.

Yatağa oturur pozisyona geçtiğimde "başınız dönüyor mu?" diye sordu aynı kadın. Olumsuz şekilde kafa salladım.

"Öyleyse lavaboya götürebilirim sizi. Elinizi yüzünüzü yıkayın iyi gelir diyerek beni yavaş yavaş ayağı kaldırarak kolumdan tutarak hastane odasının banyosuna doğru götürdü.

"Ben kapının hemen arkasındaydım" diyerek lavabonum kapısını kapattı daha sonra ise ikinci bir kapı kapanma sesi geldi. Olanlar ise ondan sonra oldu zaten. Başımın dönmesi ile yere kapaklandım. Kolumdan kopan serumun acısı bir yana, ağzımdan akan sıcak sıvıya gitti elim gözlerimin izin verdiği kadarıyla gördüğüm kırmızı bir sıvı akıyordu.

Ağzımdan gelenin kan olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Daha sonra ise, gözlerim önümde ki görüntüyü dahi bana çok görerek o bulanık hastane banyosunu bile kapkaranlık bir siyaha bırakmıştı. Sonrası, derin bir kuyuydu.

-
Doğan'ın anlatımı
-

Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir odada tek başımaydım. Yani ben öyle sanıyordum. Ta ki, "abim uyandı be canım abim" cümlesini duyarak gülümsememe neden olan o melodimsi sesi ile Melis'i duyana kadar yanlız olduğumu sanmıştım. Onun sayesinde, ağrı sızı acı her ne varsa unutmuştum.

"İyi misin abi?" diye sordu yanıma doğru hızla yürüyerek.

"İyiyim galiba" dedim derin bir nefes alarak.

Cevabımdan ikna olmamış gibi bir hal oldu suratı. Yatağın bacaklarımdan boş kaldığı kısmına oturarak "neyin var? Doktor çağırayım mı?" diye sordu.

Olumsuz bir şekilde kafa sallayarak Alperen'i sorduğumda doktorla konuşmaya gittiğini söyledi.

Gözlerimi kapattım. Ve işte oradaydı, gözlerimin önünde. Kalem kaşları, her görüştüğümüzde sürdüğü o kırmızı rujuyla, o kuşkulu fakat hep gülen gözbebekleri, o hep aşık olunacak bakışları ile gözlerimin önündeydi. O kadar gerçekti ki, elimi kaldırsam dokunurdum.

Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin