꧁Bölüm 52: Hastane ꧂

2.8K 232 33
                                    

Partimizin yorgunluğu ile misafirlerimiz gittikten sonra saat ona yaklaşırken Eymen'i uyutarak odasına yatırdık ve Doğan ile uyumak için yatağımıza girdik. Yanımda ki adam yaklaşık beş dakika içinde uykuya dalmıştı. Sol elimi kaldırarak sakallarının üzerine koyarak baş parmağım ile okşadım. Hareketim ile gözün eşim gözünü açtığında uyandırmak istemediğimi söylediğimde sessiz ve uykulu bir ses ile önemli olmadığını söyleyerek beni kollarının arasına aldı ve gözlerimi kapatarak kendimi huzurlu bir uykuya bıraktım.

Gözlerimi açtığımda rüyamda neden kakolu pasta gördüğümü ve neden şu an canımın çektiğini düşündüm bir süre. Partiden kalma buzdolabında hala pasta olduğunu bildiğim için yüzümde ki tebessüm ile Doğan'ı uyandırmadan yataktan çıkmayı düşünürken gitmeden onu görmenin isteği ile kafamı çevirdiğimde Doğan yatakta yoktu.

Lavaboya gittiğini düşünerek mutfağa gitmek için alt kata inerken karanlık salonda duyduğum birinin zorla nefes alma sesleri ile korkarak kalan bir kaç merdiven basamağını indim. Karanlıkta zar zor tanıdığım eşimi gördüğüm an yanına hızlı adımlar ile ilerlediğimde salonun ışığını açmayı ihmal etmedim. Ter kan içinde kalmış, zar zor nefes alan bir Doğan gördüm karşımda. "Aşkım." Diyerek yanına koştuğumda elini kaldırarak ondan uzak durmamı istedi. "Sevgilim..." Dedim sadece bu sefer.

Ayağa kalkarak sarıldı bana. Fakat daha çok ayakta durmak için benden destek alırmış gibi bir hali vardı. "Su." Diyebildi sadece. Kafamı sallayarak onu onayladım. Hızla mutfağa giderek elime aldığım bardağı su doldururken salondan katı bir ses geldi.

Telaş içinde elimde ki bardak ile salona girdiğimde Doğan yerde yatıyordu. Bardağı düşünmeden sehpaya bırakarak Doğan'ın yanına çömelerek adını seslendim bir kaç kez. Fakat cevap vermiyordu. Korku ile önce ambulansı aradım. Hemen sonra Demir ve Alperen'e mesaj attım.

Yerde oturmuş elini tuttuğum sevgilim ile konuşmaya başladım. "Uyan." Demekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Kısa süre sonra gelen ambulans sesi işe içim azda olda rahatlamıştı. Sağlık ekibine kapıyı açtığımda içeri girerek Doğan'a doğru ilerlediler. Hızla üst kata çıkarak Eymen'in üzerini değiştirerek kucağıma aldığım gibi odamıza girdim ve kendi üzerimi değişerek tekrar aşağı indim.

Sağlık ekibinden bir bayan merdivenlerden inerken bana doğru yaklaştı. "Eşiniz değil mi?" Diye sorduğunda olumlu şekilde kafamı salladım. "Bildiğiniz bir rahatsızlığı var mı?" Diye sordu. Bir kez daha olumlu şekilde kafamı salladım. "Kalp yetmezliği var." Diye devam ettim.

Karşımda duran kadın elinde ki kağıda bazı şeyler yazdı. O sıra çalan kapı ile açmaya gittiğimde Demir içeri dalarak salonda yerde yatan Doğan'ı gördü ve bana doğru gelerek Eymen'i kucağımdan aldı. "Ben de kalsın. İyi görünmüyorsun." Dedi sadece.

Sağlık ekiplerinin eşime müdahale etmesini korku ile izledim sadece. Getirilen sedyenin üzerine taşındığında sadece yutkundum. Doğan gözlerimin önünden götürülürken gözlerimden yaşlar boşaldı. O sıra bana doğru yaklaşan sağlık personeli "Sude hanım, eşinizin durumu ile ilgili konuşabilir miyiz?" Diye sordu.

Demir bir elini sırtıma koyarak yanımda olduğunu belirtircesine okşadı ve kucağında oğlum ile dışarı doğru yöneldi. Karşımda ki adama olumlu bir cevap verdiğimde duyduklarım beni diri diri yanmışa çevirmişti.

"Eşiniz uzun zamandır kalp hastası. Tedavi gerektirmeyecek durumdaymış bunca zamandır. Fakat son zamanlarda aşırı derecede ilerlemiş. Bakın eşinizin durumu çok kritik." Dedi sadece.

Duyduklarım ile tüm evi alt üst eden baş dönmem, yavaşlayan nefesim, karşımda ki adamın görüntüsünün bulanıklaşması ile dengemi kaybettiğimi hissetmiştim fakat karşımda ki adam belimden tutarak beni kucağına alarak kanapeye uzattı.

Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin