29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. 🌸🇹🇷🇹🇷🇹🇷
*İntihar sahnesinin asıl nedeni final bölümünde açıklanıyor, sadece Doğan'ı kaybettiğini gören Sude'nin oynadığı küçük bir oyundan ibaret. Lütfen bunu göz önünde bulundurarak yorum yapınız. 🌸*"Sude senin derdin ne?" diye bağırdım elimde olmadan.
Karşımda ki hastane yatağında yatan, serum takılmış, gözleri yaşlı kız benim sevdiğim kız olamazdı. Benim sevdiğim kız bu kadar güçsüz, bu kadar sorumsuz olamazdı. Belki de olabilirdi. Karşımda böyle sessiz kalması en büyük kanıttı.
"Sude bana cevap ver" dedim bir kez daha sessizliği bozarak.
Sude'yi tanımasam bağırmamdan korktuğunu sanardım. Yine de sakinleşmeye çalışarak yanına oturdum ve gözlerinin içine baktım.
Sakin bir şekilde "Sude bana neden intihar ettiğini söyler misin?" diye sordum.
O güzel fındık renkli gözlerini gözlerime dikti. Bir süre bana baktıktan sonra pembemsi dudaklarını araladı ve o iki kelime ağzından döküldüğünde dünya çapında en mutlu fani insan ben olmuştum.
"Doğan, seni seviyorum"
Duyduklarım karşısında ne söyleyeceğim kelime kaldı, ne cümle. Bir kaç saat önce içimde kopan fırtınalar bir kaç saniyede sona ermiş, yerine içimi ısıtan bir güneş açmıştı.
Gözlerimi kırparak bir an kendime gelmeye çalıştım. Başarmış gibiydim en azından ne soracağımı biliyordum.
"Bana neden intihar ettiğini söyler misin artık?"
"Bir daha benimle konuşmayacaksın sandım. Ben seni kaybetmek istemiyorum. "
Gülümsedim.
"Sana söz veriyorum gül kokulum. Beni asla kaybetmezsin. Beni senden ancak ölüm ayırır" dediğimde yirmi dört yıllık hayatımda beni öpen ilk kız olarak tarihe geçti Sude.
Bulunduğum durumdan gram pişman değildim. Şuan tek isteğim onun iyi olması ve o sevilesi küçük bileğinin iyileşmesiydi.
Dakikalar saatleri kovalarken bizim konuşacak konularımız, gülecek cümlelerimiz bitmemişti.
Küçük hanım uyuya kalınca ise bana sadece sevdiğim kadını saatlerce izlemek kalmıştı.
Öylesine masum, öylesine güzeldi ki. Bir kez daha kendi kendime bu sefer doğru kızı buldun Doğan dedim.
Yani öyle umuyordum. Kendisinin doğru kişi olup olmadığından emin değildim. Ben sadece doğru insan olduğunu bilmek istiyordum.
Bir an yataktan kalkarak hastane camına doğru ilerledim. Hareketimden dolayı uyanmış olan Sude arkamdan seslendi.
"Doğan? Gitmesen" diye duyduğum sesle arkamı döndüm.
"Sude ben tatile falan gitmiyorum vatani görev bu. Şunun şurasında üç ay kaldı zaten."
"İyi de Doğan sen yurt dışında yaşadığından dolayı yapmıyorsun ki? Nasıl alındın sen askere?"
"Zorunlu değil evet. Fakat ben bunu istediğim için yapıyorum yaptım işlemleri yazdım bir ton dilekçe kağıt kürek. Hallettim şimdi ise bir türk erkeği olarak üstüme düşeni yapıyorum."
"Ya şehit olursan Doğan?" diye sorduğunda sesinde ki hüzün apaçık ortadaydı.
"Bu topraklar için gerekirse oda olacak Sude. Benim bu topraklarda yatan sevdiklerim var. Benim bu topraklarda yatan annem, karnında ki doğmamış kardeşim, babam, belki kız kardeşim var. Evet Fulya, Alperen, Demir bana hep bir kardeş oldular manevi olsun üvey olsun yokluklarını hissettirmediler ama öz başka. Belki aileme kavuşurum. Belki olmayan aileme kavuşurum, bu topraklarda yatan doğmamış kardeşime, anneme, babama kavuşurum şehit olursam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...