Doğan ile geçirdiğim mükemmel saatler ardından tam gitmeye hazırlanırken "son bir sürprizim var aslında benim" dedi.
Merakla ona bakarak kafası ile onu takip etmemi işaret etti ve merdivenlere yöneldi.
Üst kata çıktığımızda tekrar yemek yediğimiz yere geldiğimizde elime bir toplu iğne verdi. Ben ise hala hareketinin amacını anlamamıştım. Oda bunu anlamış olacak ki sandalyelere doğru ilerledi ve bana doğru dönerek "her balonun içinde maliyeti büyük ve ya küçük hediyeler var. Balonları patlatman yeterli. Buyurun küçük hanım" dedi bana.
Bu balon patlatma işi çok hoşuma gitmişti bana doğru en yakın balona doğru ilerleyip toplu iğne ile bir kaç kez vurdum. Patladığında ise yere düşen ilk şey bir paket çikolataydı.
Teker teker tüm balonları patlattığımda beş adet farklı farklı gofretim, bir paket çikolatam, bir kolyem, bir çift küpem, ve S ile D harflerinin olduğu güzel bir anahtarlığım olmuştu.
Fakat anahtarlığı ailemin görmesi benim için hiç hayra alamet değildi. Doğan'a bakarak "anahtarlık sende kalsa? D harfinden dolayı anlarlarsa" dedim.
Doğan ise gülerek "Sude'nin S'si, Durukan'ın D'si dersin" diye cevap verdi. Bu benim aklıma gelmemişti tabii ki.
Gülerek kafamı salladım ve teşekkür ederek bu gün içinde ona son bir kez sarıldım.
Doğan'da bana karşılık vererek sarıldı ve bir süre boyunca öyle kaldık.Daha sonra ise her ne kadar beraber kalmak istesekte ben eve geç kalmak istemediğim için ayrıldık.
Bir kaç gün sonra
İler ki günlerde Doğan'dan hiç bir şekilde haber alamadım. Aramalarımı açmıyordu. Mesajlarıma cevap vermiyordu. Evine gittiğimde arabası kapının önünde olmasına rağmen kapıyı açmamıştı. Son çare olarak Alperen'e sorduğumda bilmediğini söyledi fakat bir şeyler bildiğinden emindim.
Özlemiş olmam bir tarafa, merak ediyordum. Askerlik döneminde bile her gün konuşurduk. Altı gündür haber alamıyordum. Aşırı derecede korkuyordum bir şey olmasından. Fakat olsa bile haber verirdi, şu an ne yaptığını veya nerede olduğunu bilmiyordum.
Aklımdan bir an olsun Doğan'ı çıkarıp dersime konsantre olmaya çalıştım fakat olmadı.
Yasemin'de iyi olmadığımı anlamıştı. "Hala haber alamadın mı" diye sorduğunda olumsuz şekilde kafa salladım.
"Evine gittin mi" diye sordu. Bu sefer yine cevap vermek yerine sadece olumlu şekilde kafa salladım.
Daha sonra sınıfın kapısı çaldığında hocanın gir demesi ile Alperen sınıfa girdi. Ben ise onun burada ne aradığını anlamaya çalışıyordum.
Alperen önce öğretmene bir şeyler söyledi. Daha sonra benim yanıma doğru geldi. Kulağıma doğru eğilerek "akşam geçen gittiğiniz sahilde Doğan seni bekliyor olucak haberin olsun, günlerdir hastaydı. Telefonu falan herşeyi bende. Akşam git yanına, doğum günün bir sürü hazırlık yaptı" dediğinde "tamam" diyerek Alperen'in yanımdan uzaklaşmasını izledim.
Aklıma 'günlerdir hastaydı' sözü takılmıştı. Ders çıkışı önce Doğan'ı aradım sonra annemi arıyarak arkadaşlarım ile doğum günümü kutlayacağımı söyledim.
Annemden olumlu bir cevap aldığımda ise bir taksiye binip sahile gittim.
Vardığımda geçen oturduğumuz banka oturuyordu. Arkası dönüktü bende bunu fırsat bilerek yanına ses yapmadan giderek arkasında durarak gözlerini ellerimle kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
Ficção Geral"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...