"Alperen?" diye sorduğumda bitkin ve kanlı gözlerini bana doğru kaldırarak boş boş bakmaya başladıktan bir süre sonra gözlerinden yaşlar boşaldı. Sonra tekrar bakışlarını aldı benden.
Kafamı yere eğdim. Ne yapacağımı bilmez halde öylece kalmıştım. İyi olmadığını görüyordum. Fakat donmuştum adeta. Başına sürekli bela alan ben ve Demir'dik. Alperen değil. O bizim hep yardımımıza koşardı. Onun iyi olmaması normal değildi.
Alperen'e doğru bir adım attığımda olumsuz şekilde kafa salladı. Geldiğimden beri ağzından çıkan ilk kelimeyi o an söyledi. Yüzüme bile bakmadı.
"Git..."
Yutkunarak dudaklarımı araladım. Tam onu bu halde bırakmayacağımı söylemek üzereyken zar zor konuşarak ilk cümlesini kurdu.
"Kardeşim, git. Çok geç olmadan, git" diyerek kendini zorlayarak ayağa kalktı. Bana doğru bir adım attığı an yere yığıldı.
Ona hızla yaklaşıp yere çökerek "kardeşim?" diye sorduğum an kafama arkadan biri silah dayadı. Gözlerimi kapattığım an bir tuzağa çekildiğimi anlamam uzun sürmedi.
"Kalk ayağa" diye duyduğum sesi tanıyordum. Yanlış bir hamle yapmadan yavaş yavaş ayağa kalkarak arkamı döndüm. Ses düşündüğüm gibi doğru kişiye aitti. Fakat şu an aklımda ki tek soru o silahın neden onda olduğuydu.
"Özgür abi?" diye sorduğumda karşı taraftan bir cevap gelmedi.
Alperen'in inlemesi ile arkamı dönerek yanına eğilmek için bir hamle yaptığım an bu sefer o silahı sırtıma dayadı.
"Kalk ayağa. Tek bir hamle yaparsan sıkarım Doğan"
"Abi, Alperen benim değil senin öz kardeşin" dediğimde bana beklediğim cevaptan başka bir cevap vermişti.
"Seni buraya getirmenin tek yolu Alperen'di. Çağırsam gelmezdin. Bak bana yakışıklı, uyuşturucu ticaretinden aranıyorum. Mahkemeye çıkarsam bana bir avukat lazım" diye başladığı cümleye devam etmesini beklemeden olumsuz şekilde kafa salladım.
Elini yukarı kaldırarak işaret parmağı ile tek bir hareketle arkasında ki adamlara emir verdiğinde gülmeye başlamıştı.
İki adam yanımdan geçerek Alperen'e ulaştıklarında biri cebinden bir şırınga çıkarırken diğeri Alperen'in kolunu tutuyordu.
Şırınga ile elinde hazır bekleyen adam kafasını Özgür'e çevirdiğinde tek bir göz kapatıp açmasıyla adamına onay verdiğinde Alperen'in koluna o şırınga batırılmıştı bile.
"Tamam" dediğimde anlamsız bir şekilde baktı. "O şırınganın içinde her ne varsa enjekte edilmesin. İstediğini yapacağım. Tek bir şartla"
"Burada şartları ben koyarım sayın avukat Doğan Türkmen" dediğinde "davaları ben açarım ama Özgür bey" dediğimde gülümseyerek elinde ki silahı Alperen'e doğru kaldırarak bir el ateş ettiğinde Alperen'in acıyla inlemesi içime işlemişti.
"Şerefsiz. Daha ne istiyorsun tamam yapacağım demedim mi?"
"Dava kelimesi duydum sanki ben?" dediğinde gözlerimi kapattım.
"Tamam istediğin her şeyi yapacağım. Fakat önce izin verirsen Alperen'i hastaneye götürmem lazım"
"Sana nasıl güveneceğim ben Doğan bey?"
Gülümserek "evim belli adresim belli Özgür bey. Yanlışım olursa gelir kafama sıkarsın. Şimdi izin verirsen kardeşimi hastaneye götürmem lazım"
Kafasını sallamakla yetindiği an arkamı dönerek ameliyat dikişini falan umursamadan dizlerimin üzerine çökerek Alperen'in ayağa kalkmasına yardımcı oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...