"Kızım"
"Sude"
"Yanıkaralı"
Bir takım sözler işitiyor gibiydim fakat gözlerimi açmaya halin yoktu.
"Sude"
"Kızım kış uykusuna mı yattın bir kalk."
Yüzümde ki soğukluğu hissedince yataktan sıçradım. Elinde ki bardakla yüzüme bakan anneme şaşkın bir şekilde baktım.
Bakmamdan rahatsız olmuş olacak ki yüzüme bakarak "ne bakıyorsun öyle" diye sordu.
İsyan ederek "anne başımdan aşağı su niye döküyorsun ki sen" diye sordum.
"Kalk yanıkaralı masayı hazırla saat on buçuk oldu. Doğan kahvaltıya gelecek."
Önce biraz naz yaptım fakat bir an annemin dedikleri kafaya yeni giriş yaptığında olayın ciddiyetini anladım.
"Doğan kahvaltıya mı geliyor?" diye sorduğumda annem "evet hadi oklavayla gelirim bak" dedi.
Yataktan kalkıp üzerime rahat, diz kapaklarımın altında bir elbise giymem 10 saniye sürmedi. Saçlarımı hızlıca bir tokayla toplayarak mutfağa girdim ve masayı hazırladım. Aklıma gelen ne varsa koymuştum, bir eksik olmadığından emin olduğumda tekrar odama gitmek için mutfaktan çıktığımda zil çaldı.
Hızlıca kendimi odama atarak basit hızlı bir makyaj yaptım.
Aynada ki görüntüme bakarken kendi kendime "bu neyin hazırlığı?" diye sordum. Şimdi bu kadar hazırlık Doğan için mi yani? Alperen'in dediği çıkmış olabilir mi? Ondan hoşlanıyor olabilir miyim?
Saçma bir şekilde gülümseyerek odamdan çıkarak oturma odasına ilerledim.
Beni gördüğünde gülümsemesini bekliyordum fakat o aksine yüzüme dahi bakmadı.
Bilerek karşısına oturdum. Annemle içten içe gülerek konuşuyorlardı. Kendimi bir anlığına misafir gibi hissettim. Doğan değil de kendim eve misafir gelmiştim.
Bir an annem bana doğru kafasını çevirdiğinde oda aynı şekilde bana baktı. Fakat göz göze geldiğimizde kafasını açık olan televizyona çevirdi.
Annem ise kaş göz hareketiyle mutfağa gitmemi söylüyordu. Doğan'ın beni önemsememesi fazlasıyla canımı yakmıştı. Belli etmeden kalkıp mutfağa gittim.
Mutfaktan direk balkona çıktım ve yere çöktüm.
Ben onun beni sevme ihtimalini sevmiştim.
Çöktüğüm yerde ne kadar kaldım bilmiyorum fakat açılan balkon kapısı ile kafamı kaldırdım.
"Sude'm?" dediğinde yüzümde ki gülümsemeye engel olamadım.
Ayağa kalktım ve sadece ona bakmakla yetindim.
"Gidiyorum ben iznim bitti" dedi sadece.
Ve ben o an kelime, cümle ne varsa unuttum. Peşimden koşmasını sevmiştim. Beni ikna etmeye çalışmasını sevmiştim. Ve şimdi gidiyordu. Gitme sinide sever miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...