Medya; Doğan'ın söylediği türkü
Doğan'ın sorusu üzerine derin bir nefes aldım. Ne diyeceğimi, hissedeceğimi ve yapacağımı bilmiyordum.
Hala gözlerinin üstümde olduğunu biliyordum. Hissediyordum. Buna rağmen kafamı ona çevirerek gözlerine baktım. Dudakları aralık, gözleri gözlerimde sol koluyla gözlerimin önüne gelen saçları yüzümden çekti.
Basit fakat bir o kadar sevimli bir hareket gibi gelmişti yaptığı şuan onun yanında olmam bile doğru değilken yaptıkları, sözleri beni benden alır dereceye gelmişti.
En ufak bir hareketi bile beni gülümsetiyordu. Bir an konuşarak "ben hala cevap bekliyorum" dedi. Düşüncelerimden çıkarak gülümseyerek içimden geçenleri söyledim.
"Doğan, ben sana karşı bir şey hissetmiyorum. Üzgünüm. Belki ilerde olur bir şeyler... Bilmiyorum." dedim.
Anlar gibi kafasını sallayarak sahte bir gülümseme ile yüzüme baktıktan sonra kollarını dizlerinin üzerine koyarak kafasını kollarının arasına aldı. Bir süre sonra kafasını kaldırarak önümüzde ki manzara baktı.
Aramızda ki sessizlik fazlasıyla rahatsız ediciydi. Bu sessizliği bozmak için aklıma gelen ilk soruyu sordum.
"Doğan, küçükken şarkı söylemeyi çok severdin. Hem sesinde çok güzeldi. Hala öyle mi?" dediğimde yüzüme bakarak hiç bir şey söylemeden kafasını tekrar çevirdi.
Cevap vermemesi canımı yakmıştı. Sanırım bu sefer aşırı derecede onu kırmıştım.
Birden başladığı sözler ile gülümsememe neden oldu.
Bir ay doğar ilk akşamdan geceden
Neydem neydem geceden
Şavkı vurur pencereden bacadanDağlar kışımış
Yolcum üşümüş
Nasıl edem benUykusuz mu kaldın dünkü geceden?
Neydem neydem gecedenSesinin mükemmelliği hiç değişmemişti. Yüzümde ki gülümseme büyüdü. Hayranlıkla izledim duyduğum her kelime içime işliyordu.
Uyan uyan yâr sinene sar beni
Dağlar kışımış yolcum üşümüş
Nasıl edem benUyan uyan yâr sinene sar beni
Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben
Yüce dağ başından aşırdın beni
Neydem neydem yâr beniTükenmez dertlere düşürdün beni
Dağlar kışımış yolcum üşümüş
Nasıl edem benBüyülenmemek elde değildi. Gözlerimi kapatarak kendimi sadece onun sesine teslim ettim. Fazlasıyla içten, duygu dolu, her kelimesine ayrı bir anlam yüklüyordu o güzel sesi.
Madem soysuz göynün bende yoğudu
Neydem neydem yoğudu
Niye doğru yoldan şaşırdın beni?Sustuğunda gözlerimi açarak "bitti mi" diye sordum.
"Hayır. Bu kadarı yetmez mi?" diye sordu.
"Seni saatlerce dinleyebilceğimi söylemiştim sanki." dedim bir an düşünmeden fakat kendimden emin.
Oda en az benim kadar hızlı bir şekilde cevap verdi.
"Sude ben beni saatlerce beni dinlemeni değil yıllarca beni sevmeni istiyorum. Ya ben ilk defa aşık oldum Sude. Senelerdir bu anı bekliyorum. Senelerdir bir araya geleceğimiz günü bekliyorum. Beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim. Çaresizlik içinde olduğum, içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim. Fakat görüyorum ki hep boşunaymış. Değmezmiş. Bu kadar sevgiye değmezmişsin." cümlesini bitirdiğinde oturduğu yerden kalkarak arabasına doğru ilerledi.
Ben ise oturduğum yerde kalakaldım. Kulaklarımı onun o içten sesi yerine dalgaların sesi dolduruyordu.
Kafamı gittiği yöne doğru çevirdiğimde durduğunu gördüm. Arkası bana dönük, başı dik, yumruklarını sıkmış, kendinden emin bir şekilde öylece duruyordu.
Kafasını hafif omzuna doğru çevirdiğinde karanlığın el verdiği kadarıyla yüzünü gördüm.
Hemen ardından kendisi bana doğru dönerek baştan aşağı süzdü.
"Eve bırakayım." dedi yüzüme bakmadan.
Kalkıp gitmesi canımı fazlasıyla yakmıştı. Kafa sallayarak isteğini geri çevirdim.
"Taksiye biner giderim." dedim ardından.
Derin bir nefes aldığını gördüğümde istemeyerek yutkundum.
Hızlı adımlar ile yanıma geri geldikten sonra elini kaldırdı.
"Sude, arabaya." dedi sinirine hakim olmaya çalıştığını gizlemeden.
"Sadece 3'e kadar sayacağım." dedikten hemen sonra saymaya başladı. Ses tonu, bakışlarından ürpermiştim. Daha fazla konuşmadan arabaya doğru ilerledim.
Kolayca sinirlenen biri olduğunu biliyordum. Ve sinirlendiği zaman gözü hiç bir şeyi görmezdi. Aslında o değişmemişti. O hep aynıydı. Fakat ben değişmiştim.
Yol boyunca ağzını açmamıştı. Sorduğu tek soru hala aynı evde oturup oturmadığımızdı. Arabadan indiğimde benim içeri girmemi bekledi. Balkona çıkıp beni evde görmesinden sonra gaza bastı. Hızlı bir şekilde uzaklaştı.
Saat gece yarısını geçiyordu. Daha fazla oyalanmadan yatağıma girerek gözlerimi kapattım.
Uyumaya çalışmama rağmen gözüme uyku girmiyordu. Bir düğün yorgunluğuna rağmen uyuyamadığım tek geceydi. Aklımda çok fazla şey vardı ve bunların başında Doğan geliyordu.
Onu düşünmekten uyuyamıyordum.
Acaba şuan nerede? Oda beni düşünüyor mu? Düşünmez ki neden düşünsün. 'Boşunaymış. Değmezmiş' sözleri aklımdan çıkmıyordu.
Yatağımda sağ tarafa döndüm. Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım. 'Senelerdir bir araya geleceğimiz günü bekliyorum.'
Gözlerimi tekrar açarak bu sefer sol tarafa döndüm. Ne yapsam nafileydi. Beynim bana bir oyun oynuyordu. Çeşitli seneryorlar kuruyordu. Anlamıştım, bu gece bana uyku yoktu.
Komidin'in üzerinde ki telefonumu ve çekmecemde ki kulaklığı alarak sahilde söylediği şarkıyı bularak dinlemeye başladım.
Doğan'ın anlatımı;
Onu eve bıraktıktan sonra başlangıç noktama geri dönmüştüm. Aynı bankta oturmaya başladıktan kısa bir süre sonra yaşlı bir adam gelip oturdu yanıma. Önce sessizdi.
Biraz süre sonra "hayırdır evlat neden bu kadar hüzünlü düşünüyorsun?" diye sordu.
Yüzümü ona çevirerek "sevmeyeni sevdim dayı." dedim.
Bir süre sustu. Bakışlarının bende olduğunu tahmin edebiliyordum. Derin bir nefes alarak konuştu.
"Unut gitsin. Üzülürsün çok üzer seni evladım." dedi.
"Senelerdir olmuyor be dayı" dediğimde "olur" dedi.
"Sen hiç sevdin mi dayı" diye sordum.
"Sevdimde vermediler oğlum" dedi bir an sesinde saklamadığı hüzünle.
Sesimi çıkarmadım. Karşımda ki manzarayı izlemeye koyuldum.
Aklımda o, kalbimde o, yüreğim ve gönlüm onsuz.
Hayallerimin başrol oyuncusu, yanımda değildi.
Ne ara sevmiştim ben bu duruma düşecek kadar?
Bir bölüm daha sonu...💭
Bir daha ki bölümde görüşmek üzere.
Bol bol yorum ve votelerinizi bekliyorum. ☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...