Gözlerimi açtığımda büyük ve rahat bir yatağın tam ortasındaydım. Kafamı hafif kaldırarak olduğum yeri inceledim.
Sağ tarafımda ki altın rengi perdeler dışarıyı görmemi engelliyordu. Perdelerin hemen önünde bej bir kumaş ile yapılmış iki tek kişilik koltuk mevcuttu.
Karşımda koltukların hemen sağında üzerinde meyve tabağı duran bir sehpa vardı.Tekrar kafamı yastığa koyduğumda yatağın deri kahverengi başlığı ve yatağın hemen arkasında ki duvarda ki ahşap kaplama ve tam ortasında ki çerçeve ilgimi çekti.
Koltuklara çok yakın bir mesafede üzerinde abajur bulunan küçük bir komodin vardı.
Kafamı sol tarafa çevirdiğim an yatağın ucunda yatan Doğan'ı gördüm. Gülümseyerek sırtı bana dönük olan adamı izledim bir süre.
Ona doğru yaklaşarak arkadan sarıldığım an bana doğru döndüğü an "uyandırdım mı?" diye sorduğumda olumsuz şekilde kafa salladı.
"Saat kaç diye sorduğunda komidinin üzerinde duran telefonuma uzanarak saatte baktım. "Otomatik olarak geçtiyse buranın saatine on buçuk" dediğim an gözlerini tavana çevirerek "öğlen olmuş neredeyse kalk hadi kahvaltı yapalım sonra gezeriz" dediği an uzandığım yataktan çıktım.
"Gece beni otele kim getirdi?" diye sorduğumda "uçakta uyandırmaya kıyamadım getirdim buraya sapık falan dersin diye değiştirmedim üstünü bende öyle uyuya kalmışım" dediği an gülümsedim.
Hızla hazırlanıp otel odamızdan çıkarak denize karşı bir Dubai manzarası ile kahvaltı yaptıktan sonra el ele sahilde gezdik, yüzdük, yemek yemeye gittik akşama kadar gezebilceğimiz kadar çok mağaza gezdik.
Akşam odamıza döndüğümüzde şık bir elbise giyerek restoranta yemeğimizi yemek için gittikten bir süre sipariş verdiğimiz an Doğan'ın bugün bana şarap içerken eşlik eder misin?" diye sorduğunda yüzümü buruşturdum. Fakat bakışları o kadar davetkardı ki geri çeviremedim.
Yemeğimizi gülerek çok güzel bir yarım saat geçirerek sonlandırdık. Hayatımda ilk defa aile baskısı olmadan eğlenebileceğim vakitlerin bu vakitler olduğunu biliyordum. Doğan'a doğru bakarak istediğim şeyi söylediğimde kafasını salladı. Sonuç olarak bulunduğumuz otele bağlı olan gece kulübüne gittik.
İlk defa ağzıma içki vurmama rağmen Doğan'dan daha çok içtiğime yemin dahi edebilirdim. Bir an gözlerinin içine bakarak "yarışa var mısın?" diye sorduğumda anlamaz gibi baktı. "En çok içen kazanır Doğan" dediğim an oda içkinin etkisiyle hemen kabul etti.
Bir kaç bardaktan sonra kafama dikeceğim bir bardağı Doğan elini uzatarak çekti. "Bırak yeter ben çok kötüyüm başım dönüyor sen hala içiyorsun" dediği an mızmızlanarak elinde ki bardağı almaya çalışırken onun dibine kadar girdiğimin farkında değildim.
Dudakları dudaklarıma çok yakındı. Bunca zamanlık ilişkimizde onu tek bir kez öpmüştüm. Fakat bu sefer ikinci seferi yaşayacaktık.
Doğan'ın dudaklarına yaklaştığım an benden biraz uzaklaşıp "sonu kötü biter" dediğinde umursamadım.
"Sude bak sarhoşuz sen benden betersin..." cümlesini bitirmesine izin vermeden dudaklarımı dudaklarının üzerine koydum fakat öpmedim.
Nefes nefese "benden günah gitti Sude'm" diyerek beni öpmeye başladı.
Kendimizi önce odaya sonra yatağa nasıl attık bilmiyorum. Her şey dakikalar içinde olmuştu. Fakat Doğan'ın rahat olmadığını görüyordum.
"Ne oldu" diye sorduğumda "sarhoşsun ne istediğini bilmiyorsun pişman olacaksın" dediği an "tamam ya istemiyorsun sen beni" diyerek omuz silktim. "Sude'm... Bak sarhoşuz duruma bakılırsa benim hala az da olsa aklım başımda biraz daha üstelersen dayanamam bak yapma" dediğini duymadan gözlerimi ona dikerek yaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...