꧁ Bölüm 33: Yetimhane ꧂

2.9K 252 11
                                    

-
Sude'nin anlatımı
Bir hafta sonra
-

"Kardeşime kavuşmama çok az kaldı" diyen Doğan'a doğru kafamı çevirdim.

"Bahsettiğin kurum burası mı?" diye sorduğumda "evet canım hadi" diyerek elimi tuttu ve içeriye doğru yürümeye başladık.

Resepsiyona vardığımızda Doğan kadına doğru bakarak "Merhaba benim müdür beyle randevum vardı" dediği an karşımızda ki kadın "peki efendim şöyle oturun kendisini bilgilendiriyorum" diyerek eline telefonu aldı.

Doğan bana bakarak "otur canım sen ayakta kalma" dediğinde hemen arkamda ki sandalyeye oturmama rağmen Doğan elimi bırakmamıştı.

Tam karşımdan elinde ki oyuncak bir uçakla koşuştarak gelen bir çocuk belirdi. Doğan'ı görünce küsmüş bir hal aldı. Tekrar sessiz sessiz arkasını döndüğü an Doğan'a kafa mı çevirdim. Tek kaşını kaldırmış bir şekilde çocuğu izliyordu.

"Korkuttun bak çocuğu uyuz ya" diyerek koridora doğru ilerleyen çocuğun yanına gittim.

Arkasından "tanışalım mı küçük bey?" dediğim an gülümseyerek yanıma geldi elini uzattı gözlerinin içine bakarak "benim adım Emir" dediği an gülümseyerek onun boyunda olmak için yere bacaklarımın üzerine çökerek elini tutarak "ben de Sude" dediğim an elimi sallamaya başlayarak "memmun oldum" dedi büyümüşte küçülmüş bir adam gibi.

"Neden kaçtın sen?" diye sorduğumda kafasını Doğan'a çevirerek parmağıyla gösterdi "o abiden korktum" dediğinde gülmeye başladım.

Doğan duyduklarının karşılığı olarak yanımıza gelerek yere çöktüğünde Emir gözlerini elleriyle kapattı.

Doğan söze girerek "sen kötü bir çocuk musun?" diye sorduğunda o minik ellerini gecenin karanlığının renginde ki gözlerinden çekti ve konuşmadan kafasını hayır demek için salladı.

"Benden sadece kötü çocuklar korkar ama, çünkü kötü çocukları ısırır, iyi çocukları gıdıklarım ben" diyerek ellerini kaldırıp karşında ki çocuğu gıdıklamaya başladığında Emir'in kahkahaları benimde gülmeme neden olmuştu.

Doğan, Emir'i rahat bırakıp ayağa kalktığında "asker hazır ol, oyun oynamaya koş!" diye emir verdiği an küçük çocuk Doğan'a asker selamı verdikten sonra göz önünden kayboldu koşarak.

Elim karnıma gitti. Doğan'da bunu fark etmiş olacak ki bana bakarak "kendi çocuğumuz daha farklı olacak" dediğinde Emir'in girdiği o koridordan takım elbiseli elli beş yaşlarında bir adam gelerek Doğan'ın önünde durdu.

"Merhaba ben Erberk Topuz, siz Doğan Türkmen'di değil mi?" diye sorduğunda Doğan kafasını onaylarcasına salladı. El sıkıştılar. Hemen sonra yaşlı adam elini bana uzattı. Kendisiyle el sıkışmamdan hemen sonra "Buyurun şöyle" diyerek bize yolu tarif ederek kendisi arkadan geldi.

Odasına girdiğimizde klasik bir müdür odası görmeyi beklemiyordum. Duygusuz çok bunaltıcı koyu tonlarının kapladığı bir odaydı.

Kendisi koltuğuna oturduğu an "buyurun oturun sizi dinliyorum" diyerek Doğan oturduktan sonra giydiğim elbisenin arkasını düzelterek oturdum.

Doğan anında söze girdi. "Ben Atilla Türkmen'in oğluyum. Yirmi yıl önce bu yurda kardeşim verilmiş. Kundakta bebekmiş henüz. Şu an nerede, ne yapıyor bilmiyorum. Evlatlık verilmiş. Adresi var. Fakat o adreste şu an oturan kişileri tanıyorum. Onlar olamaz" dediği an yaşlı adam anlar gibiydi.

Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin