Medya; Bölümde ki türkü
Zorla ayakta duruyordum. O kağıtta ki adres imkansızdı. Aklımdan geçen ihtimalleri düşünmek daha istemiyorum. Her ihtimalin sonu karanlıktı. Çıkmaz sokaktı. Zorla kendimi babamın koltuğuna bıraktım.
Dışarıdan biri kapıyı yumrukluyordu. Sonra zaten onun sesini duydum.
Ayağa kalkarak kapıya yönelerek kapıyı açtığım an Sude'm kendini kollarıma attı. O güzel melodimsi sesi ile "bir daha gitme haber vermeden. Çok korktum uyandığımda seni görmeyince" diyerek ağlamaklı bir ses ile "söz mü?" diye sorduğunda gülümseyerek "söz sevgilim" dedim.
O bana sarıldığı an tüm acılarım diniyordu. Tüm derdim bitiyordu. Yaralarım kapanıyordu. İçim huzurla kaplanıyordu.
Benden ayrılarak yüzüme baktığı an "sen nasıl hastaneden çıktın?" diye sorduğum an gözlerini tavana doğru kaldırdı.
"Seni yanımda görmeyince babama sordum. Otele geldiğini söyledi. Ortalığı bir birine kattım. Kağıt imzalattılar. Çıkardılar" dedi yüzünde ki gülümsemeyle.
"Hastaneden çıktığına göre Türkiye'ye dönebiliriz yani?" dediğimde kafasını salladı beni onaylarcasına.
"Tamam dünya güzelim otur sen şu koltuğa yeni çıktın zorlama kendini" diyerek babamın masasının arkasında ki koltuğu Sude'ye doğru götürecekken o masaya doğru gelerek "otururum tamam getirme buraya" diyerek kapının eşiğinden yanıma geldi.
Koltuğa oturduğu an eli tıpkı benim gibi dosyalara gitti. "Ne arıyorsun tam olarak?" diye sorduğu an "kardeşimi. Bir iz, bir adres, bir telefon numarası..." dedim.
"Bulabildin mi bir şey?" diye sorduğu an masanın üzerine bıraktığım şeffaf dosyayı gösterdim.
Eline alarak incelemeye başladı. Adresi gördüğü an oda şaşırmıştı. "Nasıl ya?" diye sorduğunda omuz silktim.
"Bilmiyorum" dediğim an dehşete düşmüş gibi yüzüme baktı.
"Doğan... O olabilir mi?" diye sorduğunda olumsuz şekilde kafa salladım. "Hayır sanmıyorum. Değildir" dediğim an Sude'nin arkasında ki pikapa gözüp ilişti.
Yavaş yavaş masanın arkasına yürüdüğüm an açık renkli ahşap kaplama pikapın normal bilinen pikaplardan daha modern olması hoşuma gitmişti.
İçinde hangi plak vardı bilmiyorum fakat şeffaf korumayı kaldırarak özenle kolu aşağı indirerek iğnenin plağa oturmasıyla hala çalıştığını görmek beni mutlu etmişti.
O an babamın sesi odanın içi yankılandı. Az çok hazırladığım o otoriter fakat sıcakkanlı sesiyle en çok sevdiği şarkıyı söylüyordu.
Amcamdan öğrenmiştim bu şarkıyı ne kadar sevdiğini bir kaç geri adım giderek masanın üzerine oturarak Sude'min pikapa bakan güzelliğini izlerken diğer taraftan o şarkıyı dinledim.
"Şarkıyı baştan başlatsana" dedi birden. Onu onaylayarak tekrar başa sardım. Sözleri başlamadan tekrar yerime oturdum.
Sözcüklerim varmıyor uzaklarına.
Birer birer düsüyor bütün öpmelerim,
Ağır yenilgiler alarak, ağır yenilgiler alarakAdresinde yokluğunu kıyamet bilerek,
Sadece susarak özlüyorum,özlüyorum seni
Hiç tanımadan ne garip,hiç tanımadan ne garipBen girdim o an oraya türküye eşlik etmek için.
Sözcüklerim varmıyor uzaklarına.
Birer birer düsüyor bütün öpmelerim,
Ağır yenilgiler alarak, ağır yenilgiler alarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)
General Fiction"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. "Geldiğin eve geri dön ufaklık." dedikten hemen so...