꧁ Bölüm 36: Kayıp ꧂

2.7K 255 16
                                    

"Sude, al şu telefonu, aç sen Doğan banyoda falan de tamam?" dediği an çaresizce kabul ettim ve elinde ki telefonu alarak açtığımda hoparlörü açtım.

"Canım?" dediğim an ağlamaklı bir ses ile "abla ben çok kötüyüm. Kavga ettik babamgille. Kaçtım ben evden. Size gelebilir miyim diye aramıştım Doğan abiyi" dediği an bakışlarımı Doğan'ın dolu gözlerine çevirdiğimde olumlu şekilde kafasını salladı.

"Tamam canım söylüyorum ben neredeysen gelip alsın seni Whatsapp'tan konum at bize olur mu?" dediğimde tamam diyerek telefonu kapattı.

Doğan kafasını ellerinin arasına alarak göz yaşlarını döktü. "Ne yapıcam ben?" diye sordu. "Doğan, geçmişte yapılan hatalar yüzünden o kızın geleceğini elinden alma. Senin ile öz ailesinden pek kimse kalmasada, öz abisiyle mutlu olacağından eminim" dediğimde "haklısın..." dediği an elimde ki telefon titremişti.

Işığı yanan İphone'a baktığımda "Can özüm" kişisinden gelen konumu gördüğümde Doğan'a telefonunu verdim.

"Tamam yirmi dakikalık yol gidiş geliş, sakın kalkma olur mu? Geliyorum hemen" diyerek beni öperek üzerine bir ceket alarak çıktı evden.

Sehpanın üzerine bıraktığı bilgisayara uzanarak aldıp bacaklarımın üstüne yerleştirdiğimde açtığı onca sekmeye baktım bir süre.

- 6 haftalık gebelik
- Baba adayı olmak
- Karım ile kendimi doğuma hazırlamak
- İyi bir baba olmak

Ve onlarca yazıyı gördükçe aptal aptal gülümsedim. Aşağıda gözüme çarpan Word sayfasını açtım.

Müvekkilleri ile ilgili şeyler olduğunu gördüğüm an tekrar kapattım. Masaüstüne gittim bir an. Arka plan fotoğrafı yüzümü daha çok gülümsetmişti. Sözümüzde çektiğimiz selfieyi koymuştu.

Masa üstünde ki "Sude" dosyasını gördüğümde açtım. O an gördüğüm onca fotoğrafın haddi hesabı yoktu.

Uyurken, hastanede yatarken, yemek yerken, su içerken, beraber çektiğimiz fotoğraflar, Melis'in çektiği videomuz, ve onlarca anı, hatıra fotoğrafları.

Ne tür bir sevap işlediğimi bilmiyordum. Fakat Doğan gibi bir hayat arkadaşına sahip olduğum için dünyanın en şanslı kadınıydım.

Dizlerime koyduğum bilgisayarı tekrar sehpanın üstüne koydum. Kafamı tekrar televizyona çevirdiğimde öylece kendimden geçmişim.

-
Doğan'ın anlatımı
-

Evden çıkarak hızla Melis'imin yanına gittim. Beni gördüğü an gülümsediğinde hızla gelerek arabanın arka tarafına oturmak için kapıyı açtığı an "geç öne" dediğimde bir şey demeden yanıma oturdu.

Yolun ortasında durduğum için arabayı park edebileceğim bir yer aradım. Gözlerinde ki o güzel derin renk, ağlamaktan kıp kırmızı olmuştu. Öylece camdan bakıyordu. Sessiz bir sokağa girdiğim an arabayı durdurdum.

"Melis?" diye sorduğumda kafasını bana çevirdi. "İyi misin?" diye sorduğumda olumsuz şekilde kafasını sallayarak kollarını küçük bedenine sardı. "Üşüyor musun?" diye sorduğumda bu sefer kafasını sallayarak beni onayladı.

Bir saniye düşünmeden evden çıkarken giydiğim ceketi çıkararak o küçük omuzlarının üzerine bıraktığım an kafasını bana çevirerek gülümsedi.

Ah benim kedersiz kardeşim, şanssız meleğim... Ah benim yanlış ailede doğan can özüm... Bir bilsen içimde ki içimde ki fırtınanın beni nasıl duvardan duvara vurduğunu, içimde ki bu yangının beni nasıl kavurduğunu bir bilsen...

Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin