İlk Tanışma

113 2 0
                                    

Nimet Abla ile taksiden inmiş evlerinin önünde dikeliyorduk. 

" Ne de büyük evleri var " dedi Nimet Abla.

" Annesi ve babası emekli öğretmen. Ablası evliymiş, bir ikizi var o da mimar, bir de kız kardeşi o da okuyor."

" Maşallah."

" Hadi abla ne bekliyoruz girelim."

" Evet ya napıyoruz biz?"

" Heyecandan bayılacağım."

" Al benden de o kadar."

Temkinli adımlarla bahçe kapısından girdik. Biraz yürüdük ve evin kapısının önündeydik. 

" Hadi bas şu zile."

" Yok yapamayacağım galiba."

" Aslında onların bize gelmeleri gerekmezmiydi?"

" Off abla ya!"

" Sen yapamazsan ben basarım o zaman."

" Ayyh"

Kapıyı açtıklarında en başta annesi ve babası ardında da diğerleri sıralanmış hep bir ağızdan hoşgeldiniz diyorlardı. O an heyecandan bayılacak gibiydim. İçeri buyur ettiler. Önce salona geçtik.

" Tekrar hoşgeldiniz" dedi annesi.

" Hoşbulduk ben Nimet "

" Ben de Neslihan. Eşim Hikmet. Büyük kızım Selda, Bülent'in ikizi Levent, küçük kızım Tuğba, gelinim Leyla, ve biricik torunum Ada."

" Memnun oldum."

" Bülent, Niran'dan bahsedince hazır sizde buradayken tanışmak istedik. Aslında öncelikle bizim gelmemiz gerekirdi fakat biz kalabalığız, sizde misafirsiniz sizi ağırlayalım istedik."

" İyi ettiniz efendim. Niran'da sizlerden bahsetti. Tanışmak bu güneymiş."

" Buyrun yemeğe geçelim."

Bizim için kocaman bir sofra kurmuşlardı. Bir kuş sütü eksikti. Oldukça kalabalık bir aileydiler. Annesi biraz bilmiş bir kadına benziyordu. Babası sakin bir insandı. Ablasından ise hiç hoşlanmamıştım. Diğerleri gayet iyiydiler. Yemekten sonra Nimet Abla, annesi, babası ve ablası salona geçtiler. Masada ben, Bülent, Levent, Leyla ve Tuğba kalmıştık.

" Sen nerede okuyorsun Tuğba " dedim.

" Bilgi Üniversitesi'nda Radyo ve Televizyon yengeciğim." dedi.

Nee? Yenge mi? Bu beni hem utandırmış hem de sevindirmişti.

" Abim o kadar bahsetti ki artık yenge diye alıştık." Hep birlikte güldük.

Bülent hemen araya girdi. " Levent mimar, Leyla ise avukat."

" Çok güzel gerçekten çok memnun oldum."

" Hadi biz de içeri geçelim."

Oturduk biraz sohbet ettikten sonra Neslihan Hanım'dan beklenmedik bir öneri geldi.

" Sizinde izninizle bu işe bir ad koyalım. Ben nişan takalım diyorum."

Nimet Abla ile ben şaşkınlıktan ölmüştük resmen hiç beklemediğim bir şeydi.

" Ben de isterim elbet ama babamlara danışmadan ben de bir şey diyemem.  Söz hakkı onlarda takdir edersiniz ki. Ben haftaya döneceğim. Siz de buyrun haftaya Isparta'ya gelin. Madem ciddi düşünüyorsunuz tanışalım."

Nimet Abla'nın bu teklifini herkes kabul etti. Bu davranışı çok hoşuma gitmişti. Daha sonra haberleşmek üzere ayrıldık. Taksi beklerken " Nimet Abla ne fettan kadınsın vallaha" dedim gülerek.

" Aman kızım kendimizi o çok bilmiş Neslihan'a mı ezdirtcem? Senin arkanda biz varız."

" Canım ablam benim."

Eve geldiğimizde saatlerce uyuyamadık. Salonda sabahladık. 

" Şu kadere bak be kızım! Seni getiren kardeşim şu an yok. Onun düğününü belki de göremedik ama seni bizden istiyorlar. Bir canım yok artık ama sen varsın."

" Benim içinde öyle abla. Şu an gerçek ailemle aynı şehirde aynı havayı soluyorum ama 8 yıldır yüzlerini görmedim, seslerini dahi duymadım ama şimdi sizler varsınız. En kötü günümde de en mutlu günümde de hep siz yanımdaydınız. Sizi nasıl bırakırım ben, hakkınızı nasıl öderim?"

"O.. o seni hiç aradı mı Niran?"

" Maalesef ablacığım. Ben kaç kere onu aradım ama açmadı. Sadece bir kere açtı onda da konuşmadı. Ben telefonu kapattıktan sonra da " Sesini duyup, iyi olduğunu hissetmek bile bana yetti." diye mesaj atmış.

" Ah benim aptal kardeşim. Benim kardeşlerimin ikisi de aptal. Metin'in başına gelenlerden ders çıkarmadı mı? Neden ailesini karşısına alıyor? Bak haftalar oldu.." dedi üzüntülü bir sesle.

" Metin demişken yarın bir avukat araştırayım da şu işi temizleyelim. Fazla bile uzadı."

" Haklısın kızım hadi yatalım"

İSİMSİZ MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin