2 hafta sonra...
Düğün hazırlıkları başlamıştı. 2 haftadır Isparta'daydım. Benim için okuldan izin almışlardı. Zaten okulunda son günlerydi. Evde buruk bir telaş vardı. Hasan Amca heyecanlıydı ötekiler ise çaresizce babalarının bu kararına saygı duymak zorundalardı. Akşama evde sade bir nikah olacaktı. Aile içi olacaktı ve bu ailenin içinde bende vardım. Evet sanki onlar benim ailemmiş gibi hissediyordum. 1 yıl sonra aile şefkatini bu insanlar arasında hissetmiştim ben.
Hepimiz hazırlandık Hatice Hanımı ve oğlu Kenan' ı bekliyorduk. Kapı çaldı, Hatice Hanım kısa beyaz bir elbise giymişti, saçmalrı ise tam bir babaanne topuzuydu. Gülmemek için kendimi zor tuttum.Arkasında da oğlu vardı. Uzun boylu, esmer oldukça yakışıklı bir delikanlıydı. İlk defa bu kadar yakından görüyordum. Herkes merabalaştıktan sonra nikah memuru da geldi. Nimet Abla ve benim hazırladığım nikah masasına oturdular.
" Siz Hasan Birsel, Hatice Yılmaz'ı eşiniz olarak kabul ediyormuşunuz?"
" Evet"
İşte bu söz söylendiği anda hepsinin yüzüne baktım. Üçünün de suratı ne kadar asık ve çaresizdi. Bir an babamın nikahını hatırladım. Daha küçücük bir kızken babamın başka bir kadınla evlenmesini seyretmiştim. Şimdi ise bunu onlar yaşıyordu. Ben bu düşüncelere dalmışken evlilik cüzdanı teslim edildi ve istemeyerek bir alkış oldu. Kenan hemen bir fotoğraf makinesi çıkardı. Fotoğraflarını çekmeye başladı. Bir insan annesinin evlenmesine bu kadar meraklı olur mu diye düşünmekten kendimi alamadım. Hepsi toplanıp benden bir fotoğraf çekmemei istediler. Sonra Hasan Amca, " Güzel kızım sen de gelsene, seninle de olsun bu günden bir anımız" dedi. Allah'ım ne kadar düşünceli bir insandı. Bu insanların arasında dertlerim uçup gidiyordu...