Kıskançlık

109 2 0
                                    

Temmuz ayı gelince Bülent'te ben de izne ayrıldık. Çeşme'ye tatile gitmeden Isparta'ya gittik. hatice Teyze'de evde olmadığı için rahat rahat sohbet ettik. O çapkın oğlunun yanına gitmiş. Akşam balkonda oturup nescafe içerken Yelda ağlamaya başladı.

" Ben annemi istiyorum ya"

" Şş Yeldacığım ağlama annen gelecek bak abinin yanına gitmiş."

" Banane ya gelmiyor işte"

" Ama canım senin ne kadar annense abininde annesi.  Bak sen nasıl ihtiyaç duyuyorsan o da istiyordur."

Ama Yelda'yı susturabilmek ne mümkün. Aralıksız ağlıyordu.

" Aa yeter ama be! Bir de senin şımarıklığını çekemeyeceğim!" dedi Nimet Abla bağırarak. yelda bu sefer daha fazla ağlamaya başladı.

" Abla napıyorsun sen ya?"

" Sus Metin anası bitti bir de kızını eğleyemeyeceğim."

Hasam Amca ilk kez suskun kalmıştı. 

" Kalk kızım hadi ben seni parka götüreyim" dedi.

Onlar gidince Canan Abla ve Gökçe geldi. Canan Abla'nın ağlamaktan gözleri şişmişti. Gökçe ise memnuniyetsiz bir şekilde oturuyordu.

" Canan noldu?"

" Ne olmadı ki Nimet? Niran'ın burda olduğunu duyunca gelmek istedim. Belki biraz da o akıl verir."

" Aa meraklandırmayın insanı"

" Ben evleniyorum Nimet Teyze"

" Aa gerçekten mi çok sevindim."

" Bence sevinme"

" Neden?" diye sordum.

Canan Abla ağlamaya başladı. " Kendinden neredeyse 20 yaş büyük bir adamla evleneceğim diye tutturdu."

O an gözlerimi öyle bir pörtletmişim ki şaşkınlığımı saklayamadım.

" Ben kararımı verdim anne! Hem Niran Abla sen de söylese, sen de kendinden nerdeyse 10 yaş büyük biriyle yıllarca aynı evde yaşadın"

O an Bülent'le gözgöze gelmemeye çalıştım. Benden gelecek cevabı merakla beklediği kesindi.

Yutkunarak, " Ama bizim durumumuz farklı hem bizim aramızda sizinki gibi bir şey olmadı ki. Ben onu her zaman abi olarak gördüm." dedim.

" Ama olabilirdi de şu an onunla evli olabilirdin."

" Ama olmadı" dedim bağırarak.

" Sakin ol kızım."

" Nasıl tanıştınız?"

" Onun şirketinde çalışıyorum Nimet Teyze. Karısından boşanmış."

" Senin kadar iki çocuğu olduğunuda söylesene."

" Çocuğuda mı var!"

" Ben kararımı verdim kimseden izin alacak halim yok. Zafer'le evleneceğim!"

Baktı iş kötü yerlere gidiyor,

" Bülent, Niran hadi biz biraz dışarı çıkalım" dedi Metin Abi. Böylelikle evden kaçtık. Zavallı Nimet Abla ana kızın arasında kalmış kavgalarını dinliyordu.

" Ne kız ama, olayı hemende bana bağladı" dedim.

" Aslında haklı olabilir."

" Saçmalama Bülent"

" Dedikleri olmayacak bir şey değil. Belki de şu an Metin Abi, abin değil kayınbiraderin olacaktı."

" Hayatında hiç görmediğin bir insandan beni mi kıskanıyorsun?"

" Benim görmem önemli değil sen yeterince görmüşsün zaten"

" Laflarına dikkat et. Anan mı veriyo sana bu akılları."

" Ne diyosun sen Niran? Annemin bu konudan haberi bile yok."

" Haa olsaydı bari. Onu da yapta tam olsun! "

Metin Abi'nin bu konudan rahatsız olduğu belliydi.

" Bir git Allah aşkına Bülent. Yalnız bırak beni. Çarşıyamı gitcen kahveye mi hangi cehennemin dibine gidersen git."

" Şimdide suçlu ben mi oldum?"

" Giiiiittt" diye bağırdım arkasından.

" Görüyor musun abi? Yıllar sonra hiç olmadık bir anda geçmişim karşıma çıkıyor."

" Boşver kızım. Bak seni bıraktı gitti bize. Şimdi karısı ve çocuğuyla mutludur artık."

" Nerde ki şimdi? Nerde..."

İSİMSİZ MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin