Niran'ın Gözünden...
Sabah kimseyi uyandırmadan Bülent'le işe gittik. Önlüğümü giymiş koridorda odama doğru yürürken,
" Günaydın Niran Hanım"
" Günaydın Selçuk Bey."
" Babanızın durumu nasıl efendim?"
Bu soru karşısında afallamıştım. Babam mı? Durumu mu? Neyden bahsediyordu bu adam?
" Pardon Selçuk Bey ama neyden bahsettiğinizi anlamadım?"
" Ah kafam." diyebildi.
" Selçuk Bey açık olur musunuz buyrun odama geçelim."
" Niran Hanım direk benden duymanızı istemezdim ama babanız kanser."
Kanser mi? Bu söz suratıma tokat gibi çarpmıştı.
" Nee? Ne zamandan beri?"
" Bülent Bey bana dün abinizle beraber sonuçlarını getirdi."
" Peki teşekkür ederim."
"Özür dilerim Niran Hanım."
" Özür dileyecek bir şey yok göreviniz."
Demek.. Demek bu yüzden 2 gündür daltonlar gibi geziyorlardı. O gün öğleye kadar hasta baktım ama kafam yerinde değildi. Öğle paydosunda yemek yemeden hemen acil katına indim. İçeri girdiğimde Bülent arkadaşlarıyla beraber doktor odasında yemek yiyordu.
" Afiyet olsun."
" Aa Niran gel hayatım."
" Yok Bülent sen gelsene benle biraz dışarı." dedim ve bir hışımla dışarı çıktım. Arka bahçeye dolandım.
" Noluyo Niran."
" Ne zamana kadar aynı hastanenin altında benden saklamayı başaracaktın Bülent" diye bağırdım.
Bu söz karşısında afallamıştı.
" Ne diyosun sen?"
" Sen ne dediğimi gayet iyi biliyorsun. Neden Hasan Amca'mın kanser olduğunu söylemedin neden?" dedim sesim titreyerek.
" Niran.. Nirancım sen üzülme diye.."
" Ne zamana kadar Bülent ne zamana kadar."
Susuyordu.
" Durumu nasıl?"
" Kötü Niran kötü.."
" Allah kahretsin ya " diye ağlıyordum.
" Şş Nirancım onu göndermeyeceğiz burdan. Birlikte en kısa sürede atlatacağız bu illeti."
Bülent'in kolları arasında ağlıyordum.
" Ne zaman öğrendiniz?"
" Isparta'da"
" Ablamlar biliyor mu?"
" Hayır Metin Abi hariç kimse bilmiyor."
" Peki nasıl saklayarak uzun süre burda tutacağız? Bu bir iki haftalık tedavi değil ki.. Aylar hatta belki yıllar bile sürebilir. Hem onu gözümün önünden ayıramam."
" Elbet söyleyeceğiz ama şimdi değil."
" Metin Abi'yle bizde kalabilirler mi?"
" Saçmalama Niran bu nasıl söz? Başka nerde kalacaklar? Senin kadar bende seviyor ve endişeleniyorum onun için."
" Teşekkür ederim Bülent.. Teşekkür ederim." diyerek daha sıkı sıkı sarıldım beline. Bir müddet öyle kaldıktan sonra bir sesle ayrıldık.