Niran'ın Gözünden...
Olayların üzerinden 1 hafta geçmişti ama hala huzursuzdum. Gece yatarken Bülent yanıma yattı. O gelince arkamı döndüm. Elini belime attı. Boynumu öpmeye başladı.
"Bülent yapma uyuyacağım."
"Neden bana uzak davranıyorsun Niran!"
"Sence? Neyse.. Ben sabah erken kalkacağım babamın kemoterapisi başlıyor. "
Hızla omzumdan tutarak kendine doğru çevirdi.
"Hep bir bahane Niran!!!"
"Bırak kolumu canımı acıtıyorsun! "
Korkuyordum. Bana delirmiş gibi bakıyordu. Kendimi tutamayıp ağladım.
"Niran tamam özür dilerim" dedi başımı ellerinin arasına alarak.
"Bırak beni" diye ittirdim.
Salonda ki kanepeye uzandım. Ne hallere düşmüştüm. Evliliğim gittikçe mahvoluyordu. Bitmesinden korkuyordum.
...
Sabah erkenden kalkıp babam ve abimle hastaneye gittik. Onları kemoterapi servisine bıraktım.
"Selçuk günaydın"
"Günaydın Nirancığım nerelerdesin geçen hafta izinliydin? "
"Aa evet biraz rahatsızdım. Beni boşver de babam tedaviye başladı rica ederim beni sık sık bilgilendir. "
"Sen hiç merak etme " dedi hafif tebessümle elini omzuma koyarak.
"Pardon bölmüyorum ya?"
Bülent gelmişti.
"Sen ne arıyorsun burda?"
"Babamın durumunu sormaya gelmiştim ama görüyorum ki siz görüşmüşsünüz zaten." dedi ve çıktık.
Koridorda yürürken kenara çekti beni.
" Bir daha sakın o adamın yanında beni terslemeye kalkma!!"
"Bülent şu an saçmalıyorsun rahat bırak beni!"diyip kolunu ittirdim. Hemen Metin Abi'nin yanına indim. Kendi dertlerimden onları tamamen ihmal etmiştim. Kapıdan baktığımda Hasan Amca koltuğa oturmuş serum bağlanmıştı. Abim ortalarda yoktu herhalde bir kaç saat sürer diye oyalanmaya çıkmıştı. Kemoterapinin hemen yanında yemekhane vardı. Oraya doğru yürürken Burcu çıktı karşıma. Hemen yolun değiştirdi. Yine de ona kötü bakış atmaktan kendimi alamadım. Rahatsız olduğu her halinden belliydi ama yine de yuzsüz ce benim suratıma baktı. Iste o an tekrar anladım ki bu hastaneyi ona dar edecektim. ya edebiyle gidecekti ya da ben gonderecektim!!
...
Akşam hep birlikte eve döndük. Hasan Amca ilk ilaç olmasına rağmen çok bitkin görünüyordu.
"Niran ablam bugün beni aradı ve siz bir şeyler karistiriyorsunuz dedi."
"Haklısın abi iyi bile sakladık bir ara halledelim bunu"
"Niran biz senle dışarı ciksak ya?"
"Istemiyorum Bülent "dedim kararlı bir sesle.
"Ya lütfen kırma beni hadi"
Ne olmuştu ki böyle ağız değiştirmişti. çok ısrar edince giyindim. Sahile doğru gitmeye başladık. Teknelerin oraya gidince durduk.
"Hadi geç "
"Bülent burda ne yapacağız? "
"Geç hadi geç" dedi yüzünde munzur bir ifadeyle.
Tekneyeb bindik. Icerde kimse yoktu. Bülent ışıkları açtı. Ortada kocaman bir yemek masası duruyordu.
"1.yilimiz kutlu olsun canım " dedi.
"Aa Bülent ben.."
"Tamam biliyorum başka işlerle uğraşmaktan aklına bile gelmedi. Ama kavga ettik diye ilk yılımızı kutlamamazlık edemezdim demi hayatım."
"Bülent" diyebildim ve ağlayarak sarıldım.
"Tamam canım. Sana burda yemin ederim ki o şıllıkla aramda hiç bir şey yok.Olamaz. Senin yüzüne nasıl bakarım Niran ben o kadar aşağılık bir adam mıyım? "
Hiç bir şey diyemiyordum.
"Hadi oturalim" dedi. Masa gerçekten çok güzeldi. Yemekler, mezeler, şaraplar. .
"Demek bir yıl olmuş bile"
"Evet hayatım ama ben artık tıpkı ilk günlerde ki gibi olmak istiyorum. Artık başkaları yüzünden kavga etmekten sıkıldım. Söz ver bana bir daha o konuyu acmayacagına"
"Sen de soz ver Bülent bir daha o kadınla aynı ortamda bulunmayacağına"
"Söz canım benım söz"
"Hasan amcalara ayıp oldu. Ben gidip onları alayım hem ona da degisiklik olur." dedi ve eve gitti. Tekne de tek başıma kaldım. Boğaz gerçekten harikaydı. Yıllardır Istanbul'da olmama rağmen hala bakmaya doyamiyordum. Neler geçmişti hayatımdan. . Şimdi de annem.. Annem demeye cekindigim kadın ne hallerde. Onunla ilgili ayrıntıları mutlaka ogrenmeliydim.Nefret ettiğim halde hala merak ediyordum...